24 Kasım 2012 Cumartesi

Telefonunuz telefonumu özlemesin....

Ne zamandan beri yazmak istediğim bir konu kız kardeşim ile yazışırken yeniden aklıma geldi .
Birini görmek istediğimizde veya özlediğimiz de telefonla arayıp hal hatır soruyoruz, telefonuna mesaj atıyoruz veya e-posta yolluyoruz. Ne kadar soğuk aslında, İrfan canım teknoloji bana iyi gelmiyor, eski de mi kaldım ne?

Benim arkadaşlarım beni bilirler ben dostlarımı ve sevdiklerimi ziyaret ederim. Bunu kıymetli abeyim Şevket HÜNER'den öğrendim. Bana,  daha sıcak ve daha samimi geliyor. Samsunlu bir nenenin torununa sarılıp "seni çok özledim, göresim gelmişti" dediğini aktarmıştı değerli ağabeyim. Ama bu söz 737 km. yaptıktan sonra daha kıymetli olmuş demek ki, bana derin etki yapmış.

Çok faydasını görüyorum, bir dedem var Hasan amcam baş tacıdır. Bir gün ne zamandır uğramıyorsun dedi üzüntülü, işi gücü bıraktık Faruk hadi tertibini ziyarete gidiyorum gel dedim, kırmadı sağ olsun gittik. Bizi görünce ne kadar sevindi "pah pah" hakikaten çok neşeli ve dualı olur bu ziyaretler. Bir koyar on alırsınız.

Bir de internetten ders dinleme modası var, ya adam canlı. Dersine gidiyorsun, televizyon da seyrettiğin adamla yan yanasın. Kafana bir şey takılıyor, arada veya soru cevapta konuşuyorsun.
Sonra uzun zamandır görmediğin birine rastlıyor laflıyorsun, biri ile yemek yiyor hadi ardından çay sohbeti...

Teknolojinin hayatımızı alabildiğine hızlandırdığı bir devri yaşıyoruz. Mutlu muyuz peki? (İrfan sana sormuyorum canım) Ben kendi payıma değilim. O kadar hızlı yaşamak bana mutluluk vermiyor. Hayatı ıskalıyorum gibi geliyor. Arabalar hızlı, internet hızlı, görüntü aktarımı hızlı vs. ve en kötüsü insanlık bu hıza aşık. Geçenler de birine

- Sesi duydun mu ne güzeldi dimi? diye sordum
- Ne sesi dedi.
Arkada ağaçta onlarca kuş cıvıldıyordu. Allahın ne nimetleri var. Farkın da değiliz. Çünkü hep bir yerlere yetişmemiz gerekiyor.

Bence bu hızı bırakmalıyız. Frene basmalı hatta el freni falan ne varsa kullanmalı ilk önce durmalı ve etrafa bakıp neler oluyor ya, demeliyiz. Bunu yaparken sevdiklerimize ve dostlarımıza vakit ayırarak, onları mekanların da ziyaret etmeli ve hadi bakalım şu KIRK yılı tazeliyelim diyelim mesela.

Serdar Karamanlı
24Kasım2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder