30 Temmuz 2015 Perşembe

Ailemiz ile mutlu olmayı öğrenmeliyiz....

Ailemizle mutlu olmayı öğrenmeliyiz. Kendi ailemizi bir başka aile ile kıyaslamamalıyız. Belki o 'çok güzel' gördüğümüz aile, kendi içerisinde o kadar da iyi olmayabilir. Bir de "Neden benim de normal bir ailem yok? Neden ailecek anormaliz?" gibi şeyler söyleyen gençler var. Sana bir şey söyleyeyim: Normal aile diye bir şey yok. Her ailede bir çeşit dramatik durum var. Senin için en uygun aile, Allah'ın seni içinde yarattığı ailedir. Eğer senin için daha iyi bir aile olsaydı, Allah seni o daha iyi aileye koyardı. Bununla yüzleşmelisin.

| Nouman Ali Khan

A'râf, 144. Ayet: ...Öyleyse sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol" ...

28 Temmuz 2015 Salı

Kur'an da cevaplamamız gereken Bir Soru var. Cevabın var mı?

الانبياء (Enbiyâ), 108.. Ayet: قُلْ إِنَّمَا يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَهَلْ أَنتُم مُّسْلِمُونَ
Enbiyâ, 108. Ayet: De ki: Bana sadece, sizin ilâhınızın ancak bir tek Allah olduğu vahyedildi. Hâla müslüman olmayacak mısınız? (Diyanet Vakıf )
Enbiyâ, 108. Ayet: De ki: "Bana ancak, ilâhınızın yalnızca bir tek ilâh olduğu vahyolunuyor. Artık müslüman oluyor musunuz?" ( Diyanet İşleri Başkanlığı )
Enbiyâ, 108.. Ayet: De ki: "Bana yalnızca,  tanrınızın tek bir Tanrı olduğu vahyedildi; o halde artık O'na boyun eğecek misiniz?"
(Muhammed Esed)
Enbiyâ, 108. Ayet: De ki, bana ancak şöyle vahyolunuyor: "İlâhınız ancak tek bir ilâhtır. Şimdi siz artık müslüman oluyor musunuz?" (Elmalılı Hamdi Yazır)

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Fırtına Burnu......

Macera dolu, soluk almadan okuyacağınız bu sürükleyici eserin yazılmasında, okyanusun derinliklerinde yatan şaşırtıcı sır, Jack Higgins'e esin kaynağı olmuştur. Jack Higgins, heyecan dolu gerilim romanlarının usta yazarlarından birisidir. Kartal Kondu'dan, Fırtınanın Gözü'ne dek yazdığı tüm eserlerinde canlandırdığı karakterler, akıl almaz maceralarla, acımasızca düzenledikleri zalimlikleriyle okuyucuyu heyecandan heyecana sürüklemektedirler.
Yazar hakkında ; Jack Higgins, on iki yaşına kadar Belfast'da silahlı çatışmalarla bombaların tehdidi altında yaşadı. On beş yaşında okulu bıraktı. Soğuk savaş sırasında, üç yıl Doğu Avrupa'da, İngiliz Kraliyet Süvari Muhafız Birliği'nde çalıştı. Daha sonra, yirmi yedi yaşında üniversiteye girene kadar, bir sirkte ayak işlerini üstlendi, bir fabrikada işçi olarak çalıştı, kamyon şoförlüğü ve rençperlik yaptı. Londra Üniversitesi'nden sosyoloji, sosyal psikoloji ve ekonomi dallarında yüksek lisans dereceleri ve Leeds Metropolitan Üniversitesi'nden medya dalında doktora derecesi aldı. İngiliz Kraliyet Sanat Derneği'nin üyesi olan Higgins, Anglo Normand Adaları-Jersey'de oturmaktadır. Jack Higgins yıllardır, okuyucularına en sürükleyici II. Dünya Savaşı öykülerini büyük bir ustalıkla anlatmayı sürdürmektedir.

Kitabın Bitiş Tarihi 
27 Temmuz  2015 
Esenköy 2015/20

25 Temmuz 2015 Cumartesi

24 Temmuz 2015 Cuma

Bende, bende, bende ya sen?


Ahirette bu sorular sorulmayacak....


Kitaba Bakmak Serbest...


Okumuş ama anlamamış...


Süleymanname Okumuş muydunuz?

Sen gül diyarının yapma gülüsün!
Aynı yapmacıkla Çoban Sülü’sün!
Yoktur izlediğin bir dava yolu;
Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün!
Türk’e zıt sermaye merkezlerinden,
Bir zikzaklı yolda hep, güdülüsün!
Milli yekparelik gelmez işine;
Bu yüzden parçalı, bölüntülüsün
Ve devlete mason biraderlerin
Tam da maslahata denk ödülüsün!
Ne sır sendeki bedava oluş!
Problemler içinde en müşkülüsün!
Fikir dağlar boyu kocaman kitap;
Sen de o kitabın bir virgülüsün!
Böyleyken ustasın gözbağcılıkta;
Cüceler sirkinin baş Herkülüsün!
Gözyaşı ve çığlık vatanında sen,
Hüzün bahçesinin şen bülbülüsün!
Büzülmüş susarken mahzun hakikat,
Davuldan ziyade gümbürtülüsün!
Teokratik rejim olmaz deyip de,
Peşinden müslüman görüntülüsün!
Kolera, vergiler, zamlar, enflasyon;
Bir felaketsin ki, binbir türlüsün!
Gelirsiz giderli bütçelerinle,
Her yıl, milyar milyar köpürtülüsün!
Okka okka vicdan satın alırsın;
Topuzu altından oy baskülüsün!
Bir gökdelen sanır seni gören göz;
Bilmez ki, temelden çöküntülüsün!
Büyük Kongre, dikiş tutturduğun yer;
Meclise gelince söküntülüsün!
Bağlısın hak bilmez yeminlilere;
Hakkı bilenlerden çözüntülüsün!
Üçbuçuk mebusa kaldı diye fark,
Kimbilir, ne kadar üzüntülüsün!
Millet gökten adam dilensin, dursun!
Ümit fakirinin keşkülüsün!
Kuzum, senin neren Anadolludur?
Türk’ e Amerikan püskürtülüsün!
Farkın şu ki, eski Başbakanlardan,
Sen o belaların son püskülüsün!
( 1971 )

Necip Fazıl Kısakürek

Türkiyemizde, Filler hep birlikte zıplıyorsa bundan ne anlamalıyız?


— Devran,
— Buyur başkanım
— Sen hiçbir filin ayağına çivi çakmaya kalktın mı?
— Yok, başkanım ben nereden bulayım fili
— Şu İsrailli profesöre göre
“Ayağına çivi çakılan fil acıdan zıplarken
Diğer filler de aynı hareketi yaparlarmış.”
— Yani bu ne demek başkanım
— Yani sen zıplayan fillere bakma Devran
Sen yukarıya, o file çiviyi saplatana bak
Doğru da yanlış da orada...

Not; Bu Diyaloglar Milat dizisinden alınmıştır…

23 Temmuz 2015 Perşembe

Bu günüm....

.
.
Boşuna gezmişim, yok tabîatta,

İçimdeki kadar iniş ve çıkış.
.
NFK
.

ÇİLE....

Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyâmet!
Dediklerin çıktı ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mâvi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.

Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna "yok"un,
Kustum öz ağzımdan kafatasımı.

Bir bardak su gibi çalkandı dünyâ;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikât, al sana rûyâ!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çâre diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünyâ etti hediye.

Bu nasıl bir dünyâ, hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamânı vehim.
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakîkat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşyâ uzakta?
Gözsüz görüyorum rûyâda, nasıl?
Zamânın raksı ne, bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu öğrensem asıl?

Bir fikir ki, sıcak yarada kezzab,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selâm, selâm sana haşmetli azâb;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.

Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci kat gök, esrârını aç!
Annemin duâsı, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!

Uyku kaatillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Tesellî pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rûyâlarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep, nokta nokta rûhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim  mesâfelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.
Her gece rûyâmı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü, ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehirli kıymık gibi, beynimde.

Lûgat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvablarım, tutun elimden;
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mîmârının seçtiği arsa;
Hayattan muhâcir; eşyâdan öksüz?

Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakîkatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabîatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamânın, hem geleceğin.

Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde Mâverâ Dede.
Yandı sırça saray, İlâhî Yapı,
Binbir âvizeyle uçsuz maddede.

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nûr, çevre çevre nûr.
İçiçe mîmârî, içiçe benlik;
Bildim seni ey Râb, bilinmez meşhûr!

Nizâm köpürüyor, med vakti deniz;
Nizâm köpürüyor, tâ çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.

Kaçır beni âheng, al beni birlik!
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şâirlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta!

Öteler, öteler, gayemin malı;
Mesâfe ekinim, zaman mâdenim.
Gökte saman-yolu benim olmalı!
Dipsizlik gölünde, inciler benim.

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuz'a varmak...
Necip Fazıl KISAKÜREK

22 Temmuz 2015 Çarşamba

Batı ve Doğu arasında ki fark....


Kod Adı Selam Örgütü.....

17 Aralık 2013'te yaşanan karmaşanın üzerinden 24 saat geçtiğinde artık Türkiye'nin çok farklı bir sabaha uyandığına kimsenin şüphesi yoktu...
On yıllardır yaşadığımız paranoyanın gerçek olduğunu tüm çıplaklığıyla gözlemliyor, Dinlenemez, izlenemez dediğimiz isimlerle ilgili peşpeşe gelen tapelerle ürperiyorduk...
Ahiret provası doğru bir benzetme midir bilinmez ama 'Acaba ben de mi?' sorusunu kulaktan kulağa taşınmaya başlamıştı bile...
Gerçek şuydu : Türkiye dinleniyor, Türkiye izleniyordu..
Türkiye dinleme ve izlemelerin siyasilerle sınırlı kalmayacağını ve binlerce kişinin çeşitli gerekçelerle dinlendiğini, bu rakamların on binleri bulacağını ilk kez Yasir Kadıoğlu'nun kaleminden okudu.
Selam örgütü gerçeğini yazan ve yaygın medyaya 1 hafta haber atlatan kalemin adı Yasir Kadıoğlu'ydu.. 
Yasir Kadıoğlu bu eserinde kimlerin nasıl ve neden dinlendiğini, hangi gerekçelerle hangi suçlarla ilişkilendirildiğini anlatıyor. Ayrıca kitapta 7 Şubat'tan bu yana yaşanan sistem içi mücadelenin kodlarını da görebileceksiniz.
(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Bitiş Tarihi 
22 Temmuz  2015 
Esenköy 2015/18

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Kur'an Günlüğüm'den....

Kehf, 44. Ayet: İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O'dur.
Kehf, 45. Ayet: Onlara şunu da misal göster: Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkisi (önce gelişip) birbirine karışmış; arkasından rüzgârın savurduğu çerçöp haline gelmiştir. Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir.
Kehf, 46. Ayet: Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır.

17 Temmuz 2015 Cuma

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Paylaşmamak...


Acaba Kapalı mıyız....


Baklava Dilimi...


Kulağına isabet etmemiş...


Derdi Dünya olanın...


Ne İğrenç bir eylem....


Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?

.
.
.
Bir âlem ki, gökler boru içinde.
Akıl almazların zoru içinde
Üst üste sorular soru içinde.

Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

.
.
Necip Fazıl Kısakürek 

Kur'an günlüğüm'den .....

Nahl, 90. Ayet: Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

112 daha hızlı imiş.....



13 Temmuz 2015 Pazartesi

Umulur ki......

Sureyi Kadr, 1. Ayet: Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.
 2. Ayet: Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
 3. Ayet: Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.
 4. Ayet: O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.
 5. Ayet: O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.

Umulur ki bu gece Kadir gecesidir.
Umulur ki af olanlardan oluruz..

Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: 

"Doğrusu ben ilk on günde itikaf yaptım ve bu geceyi arzulayıp durdum. Sonra ikinci on günde itikaf yaptım. Sonra da bana gelindi ve denildi ki: "Kadir gecesi Ramazan'ın son on günündedir." Artık sizden kim itikafa girmek istiyorsa, itikafa girsin." 

Kur'an’da Müminlerin Özellikleri

1. Allah’ın adı anıldığında kalpleri ürperirler. Enfal-2
2. Allah’a asla şirk koşmazlar. Furkan-68
3. Namuslarını (ırzlarını) korurlar. Furkan-68
4. (Hiç bir türlü) zinaya asla yaklaşmazlar. Mü’minun -5
5. Namazlarını huşu içinde ve doğru olarak kılarlar. Mü’minun 2,9
6. Anne ve babalarına öf bile demezler. İsra-23
7. Boş şeylerden tümüyle yüz çevirirler. Mü’minun -3
8. Mallarıyla ve canlarıyla cihad ederler. Tevbe-5
9. Asla zanda bulunmazlar. Casiye -24
10. Cahillerle asla tartışmazlar. Furkan-63
11. Kınayıcının kınamasından korkmazlar. Maide-54
12. Asla yalan söylemezler. Mü’minun-8
13. Emanetlerine ihanet etmezler. Bakara-177
14. Söz verdiklerinde sözünde dururlar. Bakara-177
15. Zekâtlarını hakkıyla verirler. Bakara-177
16. Yetimin hakkını asla yemezler. Nisa-2
17. Yolda kalmışlara yardım ederler. Bakara-177
18. Kafirlere karşı sert, birbirlerine karşı merhametlidir. Fetih-29
19. İnsanların kusurlarını affederler. A.imran-135
20. Yalnızca Allah’a dayanıp güvenirler. Tevbe-20
21. Kâfirler ile Alllah yolunda savaşırlar. A.imran-28
22. Darlıkta da bollukta da infak ederler. A.imran-133
23. Kızdıkları zaman öfkelerini yenerler. A.imran-133
24. Başkalarının ilahlarına sövmezler. En’am-108
25. Haksız yere bir cana kıymazlar. En’am-151
26. Allah’ın ayetlerini az bir pahaya satmazlar. Al-i İmran-199
27. Hakkı bile bile gizlemezler. Bakara-44
28. İnananlara ‘sen mü’min değilsin’ demezler. Nisa-94
29. Rasullerden hiçbirini birinden ayırt etmezler. Bakara-136
30. Yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler. Furkan-63
31. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yaparlar. En’am-52
32. Helal ve temiz olan şeylerden yerler. Bakara-168
33. Asla yalan şahitlik yapmazlar. Furkan-72
34. Dillerini eğip bükerek (geveliyerek) konuşmazlar. Nisa-135
35. İnsanlar arasında adaletle hükmederler. En’am-151
36. Yoksulluk yüzünden evlatlarını öldürmezler. En’am-151
37. Yeminlerini hiçbir zaman bozmazlar. Nahl-91
38. Adaklarını yerine getirirler. İnsan-7
39. Allah’ın ahdini yerine getirirler, anlaşmayı bozmazlar. Ra’d-20
40. Yakınlarına (akrabalarına) yardım ederler. Bakara-177
41. Yolda kalmışlara ve hastalara yardım ederler. Bakara-177
42. Yoksullara ve esir düşenlere yardım ederler. Bakara-177
43. Zorda, darda ve savaş anlarında sabrederler. Bakara-177
44. Verilen rızıktan yerli yerince harcarlar. Enfal-3
45. Geceleri az uyurlar. Zariyat-17
46. O gün yüzlerindeki secde izi ile tanınırlar. Fetih-29
47. İnsanlara iyiyi emreder, kötülükten de alıkorlar. Enfal-71
48. Açıklanınca hoşlarına gitmeyecek şeyleri sormazlar. Maide-101
49. Yapacakları işlerde kendi aralarında danışırlar. Şura-38
50. Gerçekten felaha kavuşanlardır. Mü’minun-1


Ve Şeytan diyecek ki....

İbrahim, 22. Ayet: (Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vâdetti, ben de size vâdettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi (inkâra) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim." Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.

9 Temmuz 2015 Perşembe

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Kur'an da meal okuma ayeti var deyince kıyamet kopar mı?

İbrahim, 4.. Ayet: BİZ HER ELÇİYİ, mutlaka kendi halkının diliyle [vahyedilmiş bir mesajla] gönderdik ki, [hakkı] onlara açık (ve dolaysız) bir biçimde ulaştırabilsin;  artık bundan sonra Allah [sapmayı] dileyeni sapıklık içinde bırakır, [doğru yolu tutmayı] dileyeni de doğru yola yöneltir,  çünkü doğru hüküm ve hikmetle edip-eyleyen en yüce iktidar sahibi O'dur.
Muhammed Esed Meali

5 Temmuz 2015 Pazar

Yatmışlar sanmış....


Muhammed (A.S)'ın beni kocattı dediği ayeti biliyor musunuz?

Hûd, 112.. Ayet: Öyleyse, artık emredildiğin yönde, yanında yer alanlarla birlikte, doğru yolu tutun ve sizden hiç biriniz gurura kapılıp da çizgiyi aşmasın:  çünkü, unutmayın, yaptığınız her şeyi O görüyor.

Kur'an Okumaları. ..

Hûd, 18. Ayet: Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de, "Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır" diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah'ın lâneti zalimler üzerinedir.
Hûd, 19. Ayet: Onlar (halkı) Allah yolundan alıkoyan ve onu eğri ve çelişkili göstermek isteyen kimselerdir. Hem de onlar ahireti inkâr edenlerin ta kendileridir.

Kuran Günlüğüm'den...

Yûnus, 108. Ayet: De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim.
Yûnus, 109. Ayet:  Sen, sana vahyolunana uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O hakimlerin en hayırlısıdır.

Vahşetin Çağrısı

Kitabın bitiş tarihi 
5 Temmuz  2015 
İstanbul 2015/15

Zek. 
Esenköy  11 Ağustos 15

3 Temmuz 2015 Cuma

Yunanistan on iki adayı versin


Orucun hikmetini anlamakta zorlanıyorum...


Adam haklı kardeşim


İlginç soru...


Kim ne zaman tehlikeli.....


Dolar tavan yapınca içime cin girdi...



Çay masanı yanında taşımalısın


Birileri yine haddini aştı...


Sen anladın onu 

1 Temmuz 2015 Çarşamba

İktidar olan Müslümanları bekleyen tehlike....

A'râf, 129. Ayet: Onlar da, sen bize (peygamber olarak) gelmeden önce de geldikten sonra da bize işkence edildi, dediler. (Musa), "Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helâk eder ve onların yerine sizi yer yüzüne hakim kılar da nasıl hareket edeceğinize bakar" dedi.

Hac, 41. Ayet: Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır.


Artık toplumsal yozlaşma zirvede....

A'râf, 79. Ayet: Salih o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi: Ey kavmim! Andolsun ki ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ettim ve size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz.

A'râf, 80. Ayet: Lût'u da (peygamber gönderdik). Kavmine dedi ki: "Sizden önceki milletlerden hiçbirinin yapmadığı fuhuşu mu yapıyorsunuz?

A'râf, 85. Ayet: Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.


Destan...


Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!

Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap. 

(1947)