22 Eylül 2020 Salı

Memleketimin İktidar değişikliği yaklaştı..

 Artık mevcut yönetim iç ve dış sorunları yönetemiyor. Yalnızlaşan bir ülke görünümünü artık kabul edilebilir değil. Onun için geniş tabanlı "Millî Mütabak Hükümeti" kurulması amaçlan malıdır. 

Gelecekte bizi nasıl sorunların beklediğini anlayacak, bu anladığını Halka doğru bir şekilde anlatacak bir yönetim gelmelidir. Bu nasıl olur gerçekten bilmiyorum İlahi yardıma ihtiyacımız olduğu kesin. Bunca kutuplaşmanın olduğu bir coğrafyada Akıl bir işe yaramıyorsa ki şu anda yaradığı söylenemez.

Umarım Halk bunu anlar, açıkçası çok umutlu olduğum söylenemez. Tarihe küçük bir not düşmek istedim.

Serdar Karamanlı

22 Eylül 2020

12 Eylül 2020 Cumartesi

Siyasal İslam'ın partileri...

 Rahmetlik Erbakan ile başlayan Siyasal İslâmî hareket uzun emekler ve fedakârlıklar üzerine Millî Nizam partisinin 1970 ile başlayan ve 2020 yılına kadar gelen süreçte neler yaşandı bu bir araştırmanın konusu umarım iyi çalışılmış bir eseri okuma fırsatımız olur.

Benim baktığımda gördüğüm kadarıyla şöyle bir komplo teorim var. Türkiyemiz de, görünürde bir kavga veya derin fikir ayrılıkları yaşayarak ayrılanlar başka Siyasasi İslâmî particikler kurdular/kurmaya de devam edecekler.

Sanki bu oluşumun şöyle bir fikri var, Halkımız seçim zamanı geldiğinde oy kullanırken bizim içimizden çıkan partilerimizin dışına çıkmasın. Marjinalini de biz kuralım, Demokratik görünümünlü olanını da hatta bu ikisi arasında farklı tercihlerde olabilecekleri de. 

Bu İslami Siyasi hareketlerin, siyaset arenasında ki tüm aktörlerini çalışacak birilerine ihtiyaç var bence. Aslında bu Siyasi oluşum nasıl bir çalışma ile bu günlere geldiği tüm İslami tarikatlar, dernekler, vakıflar ve oluşumların bunda ki etkisinedir? Katkısı nedir? 

Başka paydaşları var mı? Vs...

Merakla beklemekteyim....

12 Eylül 2020 Cumartesi 07.05

Serdar Karamanlı







Mulan seyreden kız çocuğu..

 

Yaşamlarımız süratli bir şekilde akıp gidiyor, dünyamız da yaşayan insanların ne kadarı farkında bilmiyoruz.

Fakat kendi payıma şunun farkındayım yaşlanmış ve çocuklarım benim evlendiğim yaşa gelmişler. Aslında herşey gözümüzün önünde oldu ve manasız bir şekilde algılayamadan geçip gitti.

Dün bir gazeteci dedi ki, (hapisanede olmasını kast ederek) " benden bir mevsimi çaldılar, çocuğumun ilk dişinin düşüşünü göremedim" bize verilmiş bir hayatı saygısız, vahşi, çoğu zaman duygusuz bir şekilde yaşamaya devam ediyor olmanın derin üzüntüsü içindeyim. 

Bize bahşedilmiş hayatın derin anlamı üzerine düşünmek bir yana, yaşamlarımızı zorlayan geçim derdine düşmüş ve orada tutuklu kalmış durumdayız.

Evet Mulan seyreden kız çocuğu büyüdü doğru fakat baba olarak üzerime düşeni yapabildim mi emin değilim. Aslında çocuklarımızın bizlerden asıl beklentileri nedir konusu üzerine düşünmekte de geç kalmış bulunuyorum.

Kendime, Babalık ettiğim süreyi değerlendirme yaptığımda ki hâlâ devam ediyor. Notum çok zayıf kaldı. Bunun sebebi not verme de cimri olmam değil, gerçek bu maalesef.

Birde onlara sormak lazım, eşim bana ne not veriyor, kızım ve oğullarım ne not verdiler acaba?

12 Eylül 2020 Cumartesi 06.19

Serdar Karamanlı

4 Eylül 2020 Cuma

Doğu Akdeniz gerilimi...

 Dünya egemenleri yine Ortadoğu'da ve yine Ortadoğu'nun kıyılarında karışıklık peşinde.

Uçak gemileri geliyor, ortak askeri tatbikatlar yapılıyor, Yunanistan'a uçak satıyorlar silah satıyorlar. Türkiye'miz savunma sanayine acaip para akışı sağlıyor. Araplar zaten kendi yöneticileri üzerinden hep aynı kucakta ve ineceğede benzemiyor. Arap baharı hikayesi yüzünden Mısır ve Libya'da durum zaten vahimdi daha beter oldu/olacak. 

Fransa bir Lübnan'a geliyor bir Irak'a gidiyor, Libya'da ki meşru hükümet ile kontak kurmaya çalışıyor. Suriye'de insiyatif almaya çalışıyor ve final de gerilimi tırmandırıyor.

Almanya bütün sinsiliği ile çalışmaya devam ediyor. Avrupa'nın abisi görünümünü sürdürmeye çalışıyor. 

İngiltere görünürde yok, acaba yok mu?

Amerika ve şımarık çocuğu Arapları kafa kola almış anlaşmalar yapıyor, hava sahaları açılıyor ve ortak ticaret alanları oluşturma konularında ilerleme kaydediyorlar. Yunanlılar, Rumlar ve Mısır ile anlaşmalar yapıyor ve Türkiye'mizi dışlıyorlar. Gerilim yükseliyor sular ısınıyor.

Peki bunlar kimin işine yarıyor? Aslında ne oluyor? Dünyanın en kadim coğrafyasının insanların dan ne saklanıyor?

Ben baktığım yerden şunu görüyorum, başka bir şeyler oluyor ve oraya bakmamız istenmiyor. Işıkları bu tarafa tutanlar gölgeleri içinde başka işler peşindeler. Şimdilik bilemiyoruz, fakat çok sonraları öğreneceğiz. Acaba iş işten geçtikten sonra mı öğreneceğiz. Görünen o ki yine öyle olacak.

Çünkü ışığı tutanlara kimse ışık tutup gölgeyi aydınlatmak kimsenin aklına mı gelmiyor? Yoksa gücü mü yok? Yada iş birlikçi mi?

Sanki öğrenmeyeceğiz.

4 Eylül 2020

Serdar Karamanlı

1 Eylül 2020 Salı

Bir Çöküşün Öyküsü..

 


Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.

 Kitap Bitiş Tarihi : 1 Eylül 2020 16.21

Esenköy 2020/16


Altıncı Koğuş...

 


Çehov bir taşra kasabasındaki akıl hastanesinde geçen bu novellasında, eğitimli bir hasta olan İvan Dmitriç ile Doktor Andrey Yefimıç arasındaki felsefi çatışmaya odaklanır. İvan Dmitriç maruz kaldıkları adaletsizliğe, içinde yaşamaya zorlandıkları berbat koşullara karşı çıkarken, Andrey Yefimıç bunları görmezden gelmekte ısrar eder ve durumu değiştirmek için kılını bile kıpırdatmaz. Doktor sonunda içine düştüğü “felsefi” yanılgının farkına vardığında ise artık iş işten geçmiştir. Altıncı Koğuş, Rusya’nın ve ülkenin sorunlarıyla ilgilenmek yerine onları uzaktan izlemeyi tercih eden elit Rus aydınının “deliliği”nin simgesidir adeta. Altıncı Koğuş, Russkaya Mısl dergisinin 1892 kasım sayısında yayımlandığında büyük ilgi görmüştü. Hatta Lenin’in de yapıtı okuduktan sonra dehşete kapıldığı, “Kendimi Altıncı Koğuş’a kapatılmış gibi hissettim” dediği rivayet edilir

Kitap Bitiş Tarihi : 1 Eylül 2020 13.23

Esenköy 2020/15