6 Temmuz 2011 Çarşamba

BABAM ŞİMDİ ÇOK DAHA HUZURLU



Hiç kimse ölümü babasına yakıştıramaz.
Ben de yakıştıramadım, ama bir tesellim var;
Derin bir koma ile girdiği huzurlu uykusundan uyanmadı.
Yetmiş Altı yaşına kadar çektiği uykusuzluğuna bedel,
Huzurlu üç günlük uykusundan uyandırmadı Allah.
Babamı hiç bu kadar güzel ve huzurlu görmemiştim.
Hiç bu kadar endişeden uzak ve bu kadar sakin…
Babam benim ellerimi doya doya tutmuştur.
Ben de babamın ellerini.
En büyük zevkim, onunla birlikte yürümekti.
Adım başı selam verirdi.
Adım başı selam alırdı.
Ayaküstü sohbetlerinde ayaklarımla yeri eşelerken
Uslu durman için sıkardı ellerimi,
Tombul ellerindeki sıcaklığı hissederdim.
Bir de endişesini.
Endişeliydi babam
Hayat onun için bir endişe kaynağıydı.
Onun için yüzme bilmem mesela,
Boğuluruz diye endişelendiği için Irmak kenarlarına varmak
En büyük suç idi
Benim ve kardeşlerimin.  
Babam hep endişeliydi.
İnsanın nasıl bir canavar olduğunu anlatırdı bize,
İnsanın canavarlaştığı tekin olmayan bir çağa gözlerini açmıştı,
Mahzun camilerde üç beş ihtiyarcağıza kıldırdığı namazlardan sonra,
Küçücük avluda koşuşan çocukları ürkütmemek için,
Ayaklarının ucuna basarak çıkardı camiden.
Babam bize kitaplar okurdu.
Gür ve ahenkli sesi ile gezerdik Çukurova’yı, Ağrı Dağı’nı.
Mehmet Akif’e hayrandı.
İnsanın canavarlaştığı tekin olmayan bir çağa gözlerini açmıştı;
Babam hep endişeliydi.  
Babam derim bir koma ile girdiği uykusundan uyanmadı.
Huzurluydu,
Sakindi,
Endişeden uzaktı.
Babam şimdi çok daha huzurlu…

Arif  ARCAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder