21 Eylül 2013 Cumartesi

Hayata Gülümserken Veda Ettiğin Fenadır...

Emanet geldik dünyaya, 
En acınacak durumumuzda
En acıyanın 
Cennettinde ağırlandık;
Cennetimizden,
Ana Rahminden ayrılmamız
Üzdü bizi de
Ağlayarak merhaba dedik dünyaya;
Ağlamak, yaşamağa başlamak için.
O'na ve O'nun cennetine yürüyüşümüzde
İman ve itaat ile tatminkâr gülümsemek,
Hayatı dolu dolu yaşamak,
Ama tüketmemek de hayatı.
Emaneti mülke çevirenler,
Tüketirler Hayatı,
Mülkün varsa endişelenirsin,
Sayıp dökersin her gününü
Yaşam bir envanterdir malik için.
Sahipsen bir şeylere;
Korumak için yıpratırsın kendini,
Kendinden kıymık, kıymık,
Kendinden parça, parça,
Kendinden kütle, kütle
Katarsın kendini mülküne.
Bir bakmışsın mülkün sen olmuşsun.
Hiç bir şeyin yoksa
Ama sahip olmak istiyorsan;
Hırstır içindeki.
Bu sefer seni yiyip bitiren;
Yokluktur.
Varlık ve yokluk düalistler için birer hükümran özne;
Nesnesi ise sen,
Nesne kadar edilgen…
Varlık ve yokluk diyalektiktir;
Tevhid içinde tevhid gibi bir.
Varlık mı önce idi, yokluk mu?
Yok, önce idi ise varın anlamı ne?
Var önce idi ise yokun anlamı ne?
Yoktan en önce ezeli,
Vardan en sonra ebedi,
Olan Rahman ve Rahim
'Ol dedi ve oluverdi.'
Zamana esir bu dünya;
Varın veya yokun ne önemi var.
Zamandan azade yurduna yürürken,
Emanete hıyanet etme.
Ağlama.
Ağlamak; önemsiz bir vara,
Ağlamak; önemsiz bir yoka,
Ağıttır sadece.
Varı korumanın yorgunluğu,
Yokun yakıcılığı, vara hasretin,
Ağıtı.
Gülümse;
Hayata gülümserken veda ettiğin fenadır sadece.

Arif Arcan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder