28 Kasım 2015 Cumartesi

Ahzab Suresi Bağlamında Salavât Getirmenin Anlamı-2

Zıhar,
Çocukların babalarına nispet edilmesi, yani evlatlık,
Peygamberin eşlerinin müminlerin annesi olması,
Akrabalık bağlarının mirasta manevi kardeşlik bağlarından daha öncelikli olması.
Sonra, ayetler Hendek ve hemen ardından Kureyzaoğullarıyla yapılan savaşa değinir ki bu savaşların en önemli özelliği, imtihan konusu edilen bütün güçlüklerine rağmen savaşılmamış olmasıdır. Daha doğrusu bu olaylar psikolojik bir harp şeklinde ilerlemiş ve sonuçlanmıştır. Ancak ayetler, savaşa hazır olmak, bunu göze almak ve şehit olmayı arzulamak üzerinde durur. Savaşılmamasına rağmen bu hengâmede korkmadan hazır beklemek ve bedel ödemeyi göze alabilmek savaşmak kadar önemli kabul edilmiştir. Hendek savaşında Kureyzaoğullarının arkadan şehri kuşattığına dair haberler tam anlamıyla bir imtihana dönüşmüştür. Ayrıca Haşr suresi bağlamında anlatıldığı gibi elde edilen ganimetlerin dağıtımı da yine bu imtihanın bir parçası durumundadır.
Hendek muhasarası ve devamında meydana gelen olaylar, kâfirlerin tuzak içeren bütün çetrefilli uğraşılarına ve özellikle münafıkların birliği bozmaya çalışan gayretlerine rağmen müminlerin birleşmiş ordular karşısında nasıl cesaretle durduklarını gösterir. İşte müminlerin yapılan kötü propagandalara kanmayıp sağlam durarak kazandığı asıl savaş budur. Bu özellikle münafıklara karşı kazanılmış bir zaferdir. Dolayısıyla birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu kanıtlamıştır. Toplumsal olaylar ele alınırken araya bu savaşlarda gösterilen başarının girmesinin sebebi budur. Başka bir ifade ile Hendek savaşı ve sonrasında gelişen olaylar, münafıklara karşı imanın bir zaferidir ve bu başarı bütün sosyal olaylarda hatırlanmalıdır. Zira toplumu ilgilendiren sosyal olayların pek çok zaman savaşta gösterilen cesaret ve sabrı gerektirecek kadar ciddi sorunları ve sonuçları olur. Nihayet toplumun birliğini, yani barışını ve huzurunu koruyamayan milletlerin savaşta da bir esamesi okunmaz.
Hendek savaşı sırasındaki o uzun bekleyiş ve yine bu sırada şehrin arkadan Yahudiler tarafından sarıldığı ve evlere saldıracakları bilgisi, çoluk çocuğun helak olduğu veya olacağı yönünde gelen haberler ve çaresizlik içinde ne yapacağını bilemezken tam bu aşamada münafıklardan şöyle bir ses duyulmuştur:
“Allah ve Resulü bize sadece boş vaatlerde bulundu.” ve “Burada düşmana karşı konulmaz, evlerimiz saldırılara açık durumda!”
Münafıklar savaştan kaçmak ve kardeşlerine de “Bize gelin!” diyerek savaştan alıkoymak yoluyla müminlerin gücünü kırmaya çalışmışlardır. Fitne çıkarmaya yarayan bu yaklaşımların savaşın sonuçlarından daha fazla zarar vereceği açıktır. Ancak müminlerin sabır ve sebat göstermesi sayesinde bu gerçekleşmemiştir.
Aynı şekilde müslümanlar arasında fitne çıkarmaya ve onların birliğini bozmaya çalışanlar, toplumu ilgilendiren önemli konularda da zihinlerde şüphe uyandırmaya çalışmaktadırlar. Savaş şartları ile toplumu ilgilendiren ağır konuların bir arada verilmesinin sebebi, muhtemelen her iki durum arasındaki benzerlik ve sonuçları itibariyle yol açabilecekleri büyük sorunlar dolayısıyladır. Buna göre münafıkların Peygamber (sav)’in evlilikleri, zıhar gibi çok uzun süre toplumda yer etmiş ama zulme yol açan geleneksel uygulamaları kaldırması vb gibi meseleleri tartışma/eleştiri konusu yaptıkları bellidir. Onlar, bu şekilde muhalefet oluşturmaya yeltenmektedirler. Bu durumun Hendek’te yaşananlardan farkı yoktur. Nitekim savaşlar bir milletin birleşmesine yol açarken bu tür fitneler toplumu parçalamaya sebep olabilmekte, yani çok fazla zarar verebilmektedir.
Hendek muhasarasında savaşılmadığı hâlde münafıklar marifetiyle doğan sıkıntılı hâl, toplumu ilgilendiren konularda da yine bu hasta tipler elinde benzer zorluklara yol açmaktadır. Bu nedenle her iki durum peş peşe anlatılarak aralarındaki benzerliklerden ders çıkarılması ve ibret alınması istenir. Bu şekilde bir mukayese müminlere içinde bulundukları toplumsal paydayı ciddiye almayı öğretir. Eğer elçiye gerekli destek verilmezse toplumda kötü haberleri yayanların yol açacağı tahribat, savaşta yaşananlardan az olmayacaktır. Bu sebeple toplumumun barış ve huzuruna gerekli itinayı göstermek bir zarurettir.
Buradan itibaren ayetler, başta olduğu gibi tekrar içe yönelir.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder