27 Şubat 2017 Pazartesi

Prof. Dr. İhsan Ketin


İhsan Ketin ( d. 1914, Kayseri - ö. 16 Aralık 1995, İstanbul) Türk jeolog
”Açık hava da  doğrudan doğruya çıplak tabiatın sinesinde çalışmak imtiyazı her meslekte yoktur. Jeologlar her zaman genç kalan insanlardır. Birlikte geçirilmiş bir dağ başı, bir çadır altı, hayatının bize verdiği bir arkadaşlık sevgisi vardır ki, bizleri diğer mesleklerde olduğundan daha fazla birbirimize bağlar…‘‘
Türkiye’de modern anlamda jeolojinin kurucularından olan İhsan Ketin 81 yıllık hayatında her zaman genç kalması dağ başlarında, çadırlarda geçen 55 yıllık verimli meslek yaşamına borçlu. Erciyes Dağı’na duyduğu hayranlıkla seçtiği mesleğiyle dopdolu geçen ömrü Türkiye’de jeolojiyi ileriye götürerek yeni nesilleri yetiştirmeye adamış bir ömür.
         İhsan Ketin 1914 de Kayseri de doğdu. İlkokul sıralarında başlayan jeoloji tutkusu, ömrü boyunca sürdü. 1932 Sonbaharında devlet bursu ile Almanya’da üniversite eğitimi yapmaya gitti.  Bir yıl Almanca öğrendikten sonra 1934 ‘de Berlin Üniversitesi’nde tabliye dalında öğrenime başladı. Ünlü Alman Tektonikçisi Stille’nin öğrencisi oldu. Öğrenimine Born Üniversitesi’nde devam etti. Burada da Ünlü bir Tektonikçi olan Hans Cloos’ un öğrencisi oldu. Hans Cloos, İhsan Ketin’i en çok etkileyen bilim adamlarından biriydi. 1938 Haziran’ında doktorasını verdi. Ketin Osmanlı Devleti sınırları içinde doğup, doktora alan ilk jeologdur. Aynı yılın Ekim ayında da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Enstitüsün de asistanlığa atandı.  Yurda dönüşünden kısa zaman sonra, 21 Kasım 1939’da Tercan, ardından 28-29 Aralık gecesi Erzincan depremi oldu. 1939’dan itibaren depremlerin ardı arkası gelmedi.
1942, 1943, 1944 ve 1946’da Kuzey Anadolu deprem bölgesi boyunca meydana gelen kuvvetli depremleri irdeleyerek 1948’de Kuzey Anadolu Fayı’nın varlığını ilk kez ortaya koyduğu ünlü makalesini yazdı.  Aradan 40 yıl geçtikten sonra, 26 Şubat 1988 ‘de Almanya’da dünyanın en büyük jeologlarına verilen Gustav Steinmann Madalyası İhsan Ketin ‘e bu makalesi için verildi. 1953 – 1959 arasındaki çalışmaları onu, Anadolu kristalin ekseninin (Menderes Kırşehir Masifleri) son derece genç bir yapı olup, metamorfik evrimini geç Kreatase erken Tersiyer döneminde tamamladığı şeklinde özetlenebilecek ikinci büyük buluşuna ulaştırdı. 1938’den beri kesintisiz sürdürdüğü meslek yaşamında yurt ve dünya çapında birçok ödül alan Ketin’in başlıca amacı, doğanın hazinelerini keşfedip ortaya çıkarmak olmuştu.
İyi bir araştırmacı ve öğretmen oluşu üniversitedeki kürsüsünde bilimsel verimin benzerlerinin üzerinde  olmasını açıklamakta yetersiz kalır. Bilim adamlığındaki başarısı kadar, yöneticilikteki başarısında da en büyük pay, demokratik ve alçakgönüllü kişiliğindeydi.  Erciyes sevdasıyla başlayan elli altı yıllık meslek yaşamını, hayata veda ettiği güne kadar sürdürdü. Erciyes dağı, rüzgarın türküsüyle sevdalılarını büyülemeye gene devam edecek. İlkokul çocukları uzak bir düş gibi onu gene seyir edecek. İhsan Ketin ‘in o yaşlarda yaptığı gibi, beyaz benekli siyah çakıllarıyla oyunlar kuracak, büyük bir zevkle kızıl renkli konilere tırmanacaklar. Belki aralarından biri İhsan Ketin’in Erciyes ‘le başlayan tutkusunda büyüye kapılıp “kayalarda gizli gerçeği ” aramaya ömrünü adayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder