Adalet yoksa dostluk da yok.
Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapıldığında oh diyen kim olursa olsun hayatımda yeri yok, olmayacakta
Serdar Karamanlı
3 Haziran 2025
Adalet yoksa dostluk da yok.
Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapıldığında oh diyen kim olursa olsun hayatımda yeri yok, olmayacakta
Serdar Karamanlı
3 Haziran 2025
Sırrı Süreyya Önder vefat etti. Allah rahmet eylesin benim hafızamda makule çağıran, barışı özleyen bu özlemini ve inancını aramızdan ayrılana kadar muhafaza eden insan olarak kalacak.
Hepimizin öfkelendiği dönemlerde makul kalmak az şey değil. Türkiye Siyasi hayatı böyle birikimli memleket evladı yetiştirir mi bilinmez ama yerini doldurmak zor gözüküyor.
Yaşamı boyunca az şey başarmamış, sanat camiasından siyaset camiasından hayatına dokunduğu her insanda iz bırakmak her insana nasip olmaz.
Ölüm her birimizi bulacak zamanlı zamansız orası kesin umarım hoş bir seda bırakıp ayrılırız.
Sırrı Süreyya Önder öyle veya böyle hoş ve anlamlı bir seda bıraktı Yolu açık olsun Allah rahmet eylesin….
Serdar Karamanlı
4 Mayıs 2025
Bu günlerde Türkiye’miz bambaşka bir duruma doğru sürükleniyor. Siyasal İslamcılar çok az sayıda insanın fark ettiği batının yeni düşmanı olma yolunda ülkemizi emin adımlarla ilerletiyor.
Ne talihsiz bir coğrafya da yaşıyoruz. Nedenini bilmediğimiz ve bu gidişle de bilemeyeceğimiz organize bir kötülüğün peşine takılmış mutsuzluğa, umutsuzluğa ve karanlığa doğru sürükleniyoruz.
Ana muhalefete yapılan sindirme operasyonu da senaryonun bir parçası, ülkenin umudunu kaybetmiş bir ışık arayan gençliği ses çıkarmaya başladı. Bu sese halkın büyük bir karşılık vermiyor olması senaryoyu sürdürebilir kılıyor. Baskı artıyor ve meşru müdafaa hakkını ortadan kaldırmayı hedefleyenler muhalefetin beceriksizliği karşısında baskıyı artırmaya devam edecek öyle gözüküyor.
Peki bu karanlıktan çıkabilecek miyiz?
Organize kötülüğün karşısında organize iyilik ve makule davet kazanır. Meydanlarda şimdilerde seslendirilen bir sloganın hayata her alanda geçmesi gerekir “Ya hep beraber ya hiç birimiz”
Gelelim Türkiye’mizin sürüklendiği yere batının İran’dan sonra ki düşmanı olmaya en büyük aday.
Siyasal İslamcılar bunu neden yapıyor?
İktidarda kalmak için mi?
Gerçekten bilmiyorum, bildiğim şey bir şekilde iç karışıklığa sürüklenen bir ülke olduğumuz.
Umut git gide tükeniyor
4 Nisan 2025
Serdar Karamanlı
Olsun da gör
O gün gelsin
neşemiz tazelensin de gör
Dünyayı hele
sen bir barış olsun da gör
Seyreyle
gülü, bülbülü
Çifter
çifter aylar gökyüzünde
Her gece
ayın on dördü
Kuşlar
geçecek damların üstünden
Kuşlar
konacak damlara
Kanat
seslerini duyup uyanırlarsa
Gene
kuşlarla uyusun çocuklar
Olanı biteni
anlatma
Hiç
görmediğim şey bu
Kurdun gözü
yılmış sürüden
Elmanın
yarısı soğuk, yarısı sıcak
Ağulu
bitkilere dolanmış salkım
Güneşten
yağmur boşanacak
Yetsin demir
çağının beyliği
Yeni bir gün
başlıyor demek
Yeryüzünde
korkusuz yaşamak
İki milyar
kişiye bir dünya
İki milyar
kişiye iki milyar ekmek
Yazık olur
bu düş yarı kalırsa
Barış günü
insan hakkı yenirse
Köroğlu'nun
sözü dinlenmelidir
Sivas ilinin
Banaz köyünden
Pir Sultan
Abdal dirilmelidir
Ah günüm
yetse görmeye seni
Seni övmeye
gücüm yetse
Barış çağı,
altın çağ
Son ozanı
ben olayım bu özlemin
Bu özlem
bitse
O gün
gelsin, neşemiz tazelensin de gör
Dünyayı hele
sen bir barış olsun da gör
Seyreyle
deli ozanı
Baştan başa
sevda, baştan başa tutku
Dili baldan
tatlı
Türkiye’miz de yaşadığımız son 22 yıl sonradan nasıl anlatılacak sosyoloji ve psikoloji bilimi ne der bilemem fakat benim şahitliğim şu yönde olacak;
Herkesin hayatında ekonomi ilk sıraya çıktı. Bir türküde geçen "yiğit muhtaç olmuş kuru soğana" sözü gerçek oldu. Hız ve haz çağında anneler, babalar evlatları ile büyük sıkıntılar yaşıyor. Onların çevreye etkisini sosyal medya etkisiyle ele almak, yaşamak ve devamlı yeni isteklerine duyarsız kalmamak için çaba sarf eden ebeveynler ... Yaşanan mutsuzluğu iliklerine kadar hissediyorlar.
Birde
ülkenin çalışma hayatında asgari ücret belasına takılmış milyonlar, enflasyonun
eritici etkisi karşısında daha da eziliyor ve mutsuzlukları daha da artıyor.
Peki, bu
yaşananlara karşılık seçim üzeri etrafıma baktığım da ne görüyorum ?
Kabullenilmiş, dayatılmış din ve milliyetçilik soslu siyaset.
Bu kesimin
içinde konuştuğum, tartıştığım ve fikir alışverişi yaptığım birçok farklı
sosyal sınıftan insanlar var. Örnek olarak cezaevinde yatmış orta halli kişi
(ler) İş insanları, devlet memurları, öğretmen, polis, zabıta, bürokratlar,
vakıf çalışanları, tornacı, kalıpçı, elektrikçi, büfeci, gece bekçisi,
mühendis, doktor, konfeksiyon emekçisi, kepçe operatörü ve bir meslekte usta
olamamış işçi emekçiler. Gerçekten çok sıkıntı çekeni de orta halli yaşam
sürenin de hayat pahalılığı belini bükmüş ve aslında şikâyetçi olmak ile
birlikte şu anki hükümete muhalifler. Peki seçmen olarak tercihi sorulduğunda ?
Acayip bir kutuplaşma etkisi var.
Özellikle
CHP kırmızıçizgileri !! Nasıl bir travma yaşadılarsa "ki"
yaşamadıklarını biliyoruz, geçmişten gelen anlatımların etkisi ile
tanımadıkları, bilmedikleri, konuşmadıkları insanlardan uzak durma
çabasındalar.
Ortak
değerleri bile konuşmak istemiyorlar ama sebep ne ?
Sebebi; Din
ve Milliyetçilikleri
Maalesef bu
anlayış yeni nesile geçerse ki olma ihtimali her zaman vardır. Umarım olmaz ..
Pazar günü
yapılacak seçimlerde millet ittifakı adayının ilk turda seçimi kazanma ihtimali
bana göre var, meclis çoğunluğu da muhalif partilere geçecek göreceğiz bakalım
onlar neler yapacak.
Ayrıca bu
ülke kimsenin babasının malı değil, bu ülke tüm halkın ortak yaşam alanıdır. Bu
meseleyi Ülkede yaşayan herkese iyice anlatmalıyız, bunun önündeki en büyük
engelin Siyasal İslamcılar olduğunu en anlaşılır bir şekilde ispat ve iknaya
mecburuz. Bunu yaparken de samimi inanç sahiplerini koruma noktasında başarılı
olmak zorundayız. Üstten bakan, incitici sözlerden ve davranışlardan uzak
durmalıyız.
Güzel günler görmek umudu ve dileğiyle.
(Özgür'ün babasına teşekkürler)
Memleketimiz
için, 14 Mayıs ta gideceğimiz seçimlere ki bu seçim iyiler ve kötüler arasın da
yapılacak olan seçimde hala güya kararsızlar neyin kararını veremiyor bir türlü
anlamıyorum.
Haftalardır
6 lı masanın adayı konusun da ileri geri konuşan ama iktidardan da şikayetçi
olan kişiler maalesef samimiyetten
uzaklar ve mevzuya yeteri kadar kafa yormamışlar.
Aslın da bu
bir cehalet ve şımarıklık iş işten geçmeden onları ikna etmek için gayret
etmekten yoruldum. Tarihe not düşmek için yazıyorum 28 Mayıs 2023 e kadar
götürebileceğiniz bu seçimi kaybedersek söz hepinize kına göndereceğim.
6 NİSAN 2023
Türkiyemizin, en büyük sorunu üzerine kafa yoran, yazan, düşünen, okuyan ve tartışan insanların emekleri karşısında organize kötülük yine öne geçti.
Bizim gibi fanilerin derin devlet dediği, kimilerinin müesses nizam dedikleri oluşum bizim baktığımızda Türkiye'nin kurtuluş reçetesi dediğimiz oluşuma yıkma girişiminde bulundu ve görünen o ki halk içinde yeniden umutsuzluk arttı ve bir dağılma oldu.
Kısa bir süre sonra seçim tarihinin netleşecek zamanlardan geçtiğimiz günlerde yaşanan dalgalanmanın toplanma ihtimali var mı ? Benim baktığım yerden artık zor.
23 Ocak 2023 tarihinde yazdığım oldu "fakat insanlık ailesinin küçük menfaatleri peşinde koşan varlıkları olduğu gerçeği beni düşündürüyor." Bu yaşanan yeni ayrışma olmalı mıydı? Oldu, toplumun tüm kesimleri birbirleri ile konuşmaya çalışmadıkça da güvenli bir ülke inşa etmek zor.
Umut mu?
Başka bahara kaldı ve benim görme ihtimalim azaldı.
5 Mart 2023 Pazar
Serdar Karamanlı