Geçmiş...
bıraktığın yerde mi hâlâ?
Amin
Maalouf'tan unutulmayacak bir "eve dönüş" romanı kaderin ve tarihin
acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup arkadaşın hikâyesini
anlatıyor.
Doğu'dan
Uzakta, bir yüzleşmenin romanı: Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada
geçiren, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve
yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar ülkelerine
dönen bir grup arkadaş... Açıkça belirtilmese de Lübnan İç Savaşı'nın getirdiği
yıkımlara ve Ortadoğu coğrafyasının kültürel, tarihsel ve toplumsal sorunlarına
dair çok çarpıcı gözlemlere de yer veren Doğu'dan Uzakta'da Maalouf, yine en
iyi bildiği şeyi yapıyor: Doğu'yu anlatıyor.
Tadımlık:
"Yenikler
her zaman kendilerini masum kurbanlar olarak göstermek eğilimindedirler. Ama bu
gerçeğe tam uymaz, hiç de masum değildirler. Yenildikleri için suçludurlar.
Kendi halklarına, kendi medeniyetlerine karşı suçludurlar. Sadece
yöneticilerden değil, benden, senden, hepimizden bahsediyorum. Bugün tarihin
mağlupları isek, hem kendi gözümüzde hem de tüm dünyanın gözünde aşağılanmış
durumdaysak, bu sadece başkalarının değil, öncelikle bizim suçumuzdur."
26 MAYIS 2017
2017/10 İSTANBUL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder