Ülkemin
kadınlarını dizilerle filmlerle kandırdılar. Gördük ki dünden kalan makyajı ile
uyanan kadın yine de güzeldi, ruju bile bozulmamış. Sonra kendimize bakıp dedik
ki "bak elalem nasıl güzel, ben yataktan bir çıkıyorum yüzüm gözüm
şiş!" Kadınlar omuzlarını açıkta bırakan çarşafa sarılarak, gülerek,
gerinerek doğruluyorlardı yatakta. Biz içimizden "gene bacaklarımıza
dolandı bak çarşaf, lastikli çarşaf alayım da kaymasın" diye söylenerek
uyanıyorduk. Tam o sırada kapıdan elinde üzerinde gül, üzerinde portakal suyu,
üzerinde kahvaltı olan bir tepsiyle bir koca yaklaşıyordu o kadına. Oysa
bizimkiler ya horul horul ya çoktan işin yolunu tutmuş...
Bakmayın siz
o filmlere, dizilere. Senaryo icabı onlar. Kadınların ekserisi yataktan çişi
gelmiş, yüzü şişmiş, uykuyu yarım almış, şansı varsa gece makyajını silmiş,
yoksa gözü akmış olarak çıkar. Mühim olan ondan sonrası. Kalktım, ahali uyuyor,
yüzümü soğuk suyla yıkadım, kendime adaçayı hazırladım, ıhlamur kolonyasıyla
bileklerimi ensemi ovdum, canım tatlı bişeyler çekti, iki hurma yuvarladım
mideme, iki satır kitap okudum, güne başlıyorum. İnanmayın siz onlara, bizi
kandırmaya, kendi kendimize "ulen ben niye böyleyim yaaa, bana niye
yatakta kahvaltı yok" dedirtmeye çalışıyorlar. İnanmayın, kalkın yüzünüzü
yıkayın, hadi kuzum, hadi annem, sakın inanmayın.
Şermin
Çarkacı/Oyuncu Anne
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder