2 Kasım 2012 Cuma

prematüre kutsalın gayrı meşru çocuğu



Bir Şeye Dokunmak
Kutsal, sözlükte; saygı uyandıran, yolunda can vermeye değer olan, bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, Tanrı’ya adanmış ya da Tanrısal olan vb. anlamlara geliyor. Halk nezdinde bunların hepsinin bir karşılığı bulunduğu gibi değer atfedilen her şeye de ayrıca kutsal vasfı verilebiliyor. Konuşma veya yazı dilinde edebiyatın bir unsuru olarak ona pek çok anlam yükleniyor. Bu yazı içinde bizi ilgilendiren karşılığı ise daha çok arka planında bir mantık yattığını düşündüren “dokunulmaz”, “sorgulanamaz”, “ve “masum” anlamına gelen ıstılahî tarafı. Çünkü bu yönüyle “put”a dönüşebilen karşılıkları bulunuyor.
Bir şeyin Tanrısal olmasının yolu, Tanrı’nın gücünü parçalayıp dağıtmakla başlar. Bu dağıtım, “Tanrı gibi” hareket edebilen bir sürü “Tanrıcık” oluşturur. Kimi devletini kimi şeyhini kimi gözünde büyüttüğü bir objeyi Tanrı ile ilişkilendirerek anlamlandırır. Böylece bu şey, her neyse; sorgulanamaz, dokunulamaz veya uğrunda bir ömür feda etmeye değer bir anlam kazanır. Tanrı ile ilişkilendirme sonucu ortaya çıkan bu değer atfı, bir şeyi önemli kılmak adına tamamen kötü sayılamazsa da içinde kişisel ön kabulleri ve sübjektif yorumları barındırdığından suistimallere oldukça açıktır. Bunun önüne geçmek için “Kutsal olan sadece Allah’tır.” denilmelidir.
Dokunulmazlık ve sorgulanamazlık önemli bir ayrıcalıktır. Beşere sıfat olması tehlikelidir. Tarihte ve bugün hemen her şeye dokunarak ve sorgulayarak yaklaşmak daha güvenli bir yoldur. Bunu bize Kur’an ve peygamberimiz öğretmiştir. Kur’an’da anlayarak/bilerek iman etmenin önemi ve gereği özenle vurgulanmaktadır: “İçimizde, (Allah’a) teslimiyet gösterenler de hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler; işte onlar, doğru yolu aramışlardır.” (72/14) Teslim olmak isteyen, sorgulayarak ve araştırarak doğru olanı arayıp bulmalıdır. Aksi takdirde, hak yoldan sapanlardan yani, zalimlerden olur. İnsanın içinde bulunduğu durumun vahametini anlaması da ancak bu şekilde mümkündür. Başkalarını doğru olana çağırmanın ilk aşaması yanlış olanı açık seçik ortaya koymaktır. Sorgulamadan bunu yapamazsınız. Ayrıca hemen her konuda basiretle hareket etmek esastır (12/108). “Basiret üzere olmak” demek; “Bilerek, akla uygun, bilinç ve duyarlıkla donanmış bir kavrayışla, bir delile dayanarak, insanların idraklerine hitab ederek, inandırıcı kanıtlar göstererek, düşünmeksizin ve taklit yolu ile değil, sorgulayarak…” anlamlarına gelir.

Musa Şimşekçakan 

Devamını okumak isterseniz aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder