Firavun’a
ilk geldiği zaman onu Allah’a kulluğa
davet eden ve köle durumundaki İsrail oğullarını kendisiyle göndermesini
isteyen Musa(as), Mısır’da uzun yıllar süren tevhidi mücadelesinden
sonra İsrailoğulları ile birlikte oradan ayrılmış ve Allah’ın yardımıyla
denizi geçerek, herkesin gözleri önünde boğulan Firavun’un zulmünden kurtulmuşlardı.
Allah’ı dikkate alan ve Allah’ın hükümleri istikametinde sürdürülen
bir özgürlük hareketi, insanların esaretten kurtulmaları ve insanlara
karşı özgürlük kazanmalarıyla neticelenmişti.
Söz buraya geldiği zaman, M.Ö. 70’li yıllarda yaşanan Spartaküs olayını çok kısa olarak hatırlayalım; Romalı bir gladyatör olan Spartaküs, kendisi gibi köle durumunda olan diğer gladyatörlerle birlikte isyan ederek bir özgürlük hareketi başlatmıştı. Roma’dan kaçan Spartaküs ve gladyatörler, geçtikleri yerlerde karşılaştıkları bütün köleleri de kurtarıp, kendilerine katarak, ciddi bir sayıya ulaşmışlardır. Bu özgürlük hareketinin lideri olan Spartaküs, Romalılara karşı bazı kısmi başarılar elde etse de, İtalya topraklarında bu büyük güce karşı direnemeyeceğini çok iyi bildiğinden; kölelerle birlikte İtalya’nın güneyine inerek önce Sicilya’ya ve oradan da Afrika’nın kuzeyine geçmeyi planlamış. Nitekim bu plan istikametinde kölelerle birlikte İtalya’nın güney sahillerine doğru ilerlerken, bu hareketi kökünden kurutmak isteyen Roma ordusu da kendilerini takip ediyormuş.
İşte bu aşamada düşüncelerimiz, M.Ö. 2000’li yıllarda yaşanan benzer bir hadiseye gidiyor. Çünkü bir özgürlük hareketin lideri olan Spartaküs yanındaki kölelerle birlikte nasıl ki denize doğru gidiyor ve Roma ordusu kendilerini takip ediyorsa; bir başka özgürlük hareketinin lideri olan Hz. Musa’da yanındaki kölelerle birlikte Kızıldeniz’e doğru yol alırken Firavun ordusu kendilerini takip ediyordu. Tabi ki bu iki özgürlük hareketi arasında çok önemli bir farklar vardı.
Söz buraya geldiği zaman, M.Ö. 70’li yıllarda yaşanan Spartaküs olayını çok kısa olarak hatırlayalım; Romalı bir gladyatör olan Spartaküs, kendisi gibi köle durumunda olan diğer gladyatörlerle birlikte isyan ederek bir özgürlük hareketi başlatmıştı. Roma’dan kaçan Spartaküs ve gladyatörler, geçtikleri yerlerde karşılaştıkları bütün köleleri de kurtarıp, kendilerine katarak, ciddi bir sayıya ulaşmışlardır. Bu özgürlük hareketinin lideri olan Spartaküs, Romalılara karşı bazı kısmi başarılar elde etse de, İtalya topraklarında bu büyük güce karşı direnemeyeceğini çok iyi bildiğinden; kölelerle birlikte İtalya’nın güneyine inerek önce Sicilya’ya ve oradan da Afrika’nın kuzeyine geçmeyi planlamış. Nitekim bu plan istikametinde kölelerle birlikte İtalya’nın güney sahillerine doğru ilerlerken, bu hareketi kökünden kurutmak isteyen Roma ordusu da kendilerini takip ediyormuş.
İşte bu aşamada düşüncelerimiz, M.Ö. 2000’li yıllarda yaşanan benzer bir hadiseye gidiyor. Çünkü bir özgürlük hareketin lideri olan Spartaküs yanındaki kölelerle birlikte nasıl ki denize doğru gidiyor ve Roma ordusu kendilerini takip ediyorsa; bir başka özgürlük hareketinin lideri olan Hz. Musa’da yanındaki kölelerle birlikte Kızıldeniz’e doğru yol alırken Firavun ordusu kendilerini takip ediyordu. Tabi ki bu iki özgürlük hareketi arasında çok önemli bir farklar vardı.
Spartaküs hareketi realiteyi
dikkate alan beşeri bir hareket iken; Hz. Musa’nın hareketi hakkı dikkate
alarak Allah’ın hükümlerini önceleyen İlahi bir hareketti.
Yaşanan realiteyi dikkate alan ve stratejileri önceleyen Spartaküs, kölelerle birlikte denize doğru ilerlerken bu
denizi nasıl geçebileceklerini düşünmüş ve çok sayıda gemiye sahip olan Kilikyalılarla irtibata geçerek, önemli bir ücret karşılığında onlarla anlaşmıştı. Ancak Kilikyalı korsanlar Romalıların daha yüksek bir ücret teklif etmeleri üzerine, köleleri taşıyacak olan gemileri açık denize çekmişlerdi. Nitekim sahilde gemilerin açığa çekildiğini gören Spartaküs ve köleler, Romalılar tarafından topluca kılıçtan geçirilerek yok edildiler.
İsrailoğulları ile birlikte ilerleyen Hz. Musa ise Kızıldeniz’i nasıl geçeceğini bilmemesi ve hiçbir gemiciyle anlaşmamasına rağmen, İlahi hüküm istikametinde ilerlemiş ve bu hükmün yanı başında olan Allah’ın yardımıyla Firavun ve ordularından kurtulmuştu.
İşte, beşeri hareketler ile İlahi hareketler arasındaki önemli fark budur. Günümüz dünyasında köleleştirilmiş toplumları ve kitleleri bu esaretten kurtarmayı amaçlayan iyi niyetli insanların, tarihi birer örnek niteliğindeki bu iki hareketi mutlaka dikkatle incelemeleri gerekir. Çünkü ismi özgürlük veya kurtuluş hareketi de olsa, Allah’ı ve O’nun hükümlerini dikkate almayarak Allah’a karşı da bir özgürlük iddiasında bulunan her beşeri hareket, gerçek düzlemde insanlar için hiçbir zaman bir özgürlük veya kurtuluş hareketi olamayacaktır.
Nitekim insanlık tarihinde bir tane Hz. Musa olmasına rağmen, beşeri özgürlük hareketlerinde hem kendilerini ve hem de kendisine inanan insanları telef eden yüzlerce Spartaküs bulunmaktadır.
Mehmet Alagaş / Beklenen Müslümanlara -
Yaratılış ve İnsanlık Tarihi
Yaşanan realiteyi dikkate alan ve stratejileri önceleyen Spartaküs, kölelerle birlikte denize doğru ilerlerken bu
denizi nasıl geçebileceklerini düşünmüş ve çok sayıda gemiye sahip olan Kilikyalılarla irtibata geçerek, önemli bir ücret karşılığında onlarla anlaşmıştı. Ancak Kilikyalı korsanlar Romalıların daha yüksek bir ücret teklif etmeleri üzerine, köleleri taşıyacak olan gemileri açık denize çekmişlerdi. Nitekim sahilde gemilerin açığa çekildiğini gören Spartaküs ve köleler, Romalılar tarafından topluca kılıçtan geçirilerek yok edildiler.
İsrailoğulları ile birlikte ilerleyen Hz. Musa ise Kızıldeniz’i nasıl geçeceğini bilmemesi ve hiçbir gemiciyle anlaşmamasına rağmen, İlahi hüküm istikametinde ilerlemiş ve bu hükmün yanı başında olan Allah’ın yardımıyla Firavun ve ordularından kurtulmuştu.
İşte, beşeri hareketler ile İlahi hareketler arasındaki önemli fark budur. Günümüz dünyasında köleleştirilmiş toplumları ve kitleleri bu esaretten kurtarmayı amaçlayan iyi niyetli insanların, tarihi birer örnek niteliğindeki bu iki hareketi mutlaka dikkatle incelemeleri gerekir. Çünkü ismi özgürlük veya kurtuluş hareketi de olsa, Allah’ı ve O’nun hükümlerini dikkate almayarak Allah’a karşı da bir özgürlük iddiasında bulunan her beşeri hareket, gerçek düzlemde insanlar için hiçbir zaman bir özgürlük veya kurtuluş hareketi olamayacaktır.
Nitekim insanlık tarihinde bir tane Hz. Musa olmasına rağmen, beşeri özgürlük hareketlerinde hem kendilerini ve hem de kendisine inanan insanları telef eden yüzlerce Spartaküs bulunmaktadır.
Mehmet Alagaş / Beklenen Müslümanlara -
Yaratılış ve İnsanlık Tarihi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder