Zaman Gazetesi yayazlarından Ali Bulaç'ın yazısı bir soru ile başlıyor.
Demokraside partiler ve parlamento, halkın taleplerinin ne kadarını karşılayabilmektedirler?
Hakikaten Millet Meclisi Halkın haklı taleplerini dinliyor ve onları karşılayabiliyor mu? Ben bunun olduğunu düşünmüyorum.
Peki bize ne gözle bakılıyor?
Sınıfsal ayrım derinleşerek çıkmaza doğru gidiyor olabilir mi?
" “Halk” kavramını genel anlamda “toplum” veya “seçmen” olarak düşündüğümüzde kabaca üst sınıfların demokrasiden herhangi bir şikayetlerinin olmaması gerekir. Belki de en çok üst sınıfların talepleri demokrasilerde karşılanmaktadır."
" Siyasi krizi anlamaya matuf yapılan çalışmalar bize sesini en çok yükseltenlerin orta sınıflar olduğunu gösteriyor."
"Alt sınıfların kamusal müzakerelerin, talep ve itirazların yapıldığı alan ve platformlarda seslerinin çıkmadığı herkesin malumu. Bu sadece Batı’da değil, Türkiye’de de öyle."
"Orta sınıfın eriyen orta ve alt; alt sınıfın üst-orta ve alt katmanlarına bir narkoz gibi enjekte edilen Millî Piyango reklamında kullanılan ana temadır: “Bakın şu şu zenginler milyar dolarlar kazandı, dünya zenginleri arasındaki yerlerini aldılar, siz de kazanabilirsiniz. Türkiye bir istikrar adasıdır, hızla büyümekte ve zenginleşmektedir. Çalışın, sesinizi çıkarmayın, sakın istikrarı bozmayın, siz de zenginleşeceksiniz. Şimdilik belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve hayır derneklerinin dağıttığı iaşe ve ianelerle yetinin. Sıra size de gelir.”
Bu yazıyı okuyun dostlar.
http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/demokraside-sorun_2112642.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder