Güneş yükselmeden kuşluk yerine
Bir adam camiden döndü evine
Oturdu sessizce yer minderine
Kızı “Bayram” dedi,
Yalın ayaklı
Adam “Bayram” dedi,
Tam ağlamaklı…
Eli öpüldükçe içi burkuldu
Konuşmak istedi, dili tutuldu
Güç belâ ağzından
Bir “off! ” kurtuldu
Oğlu “Bayram” dedi,
Sırtı yamalı
Adam “he ya” dedi,
Gözü kapalı…
Düşündü kış yakın,
Evde odun yok
Tenekede yağ yok,
Çuvalda un yok
Yok yoka karışmış;
Tuz yok, sabun yok
Avrat “Bayram” dedi,
Eğdi başını
Adam “evet” dedi,
Sıktı dişini…
Çalışsa ne iş var, ne cepte para
Dağ oldu içinde büyüyen yara
Dikti gözlerini karşı duvara
Takvim “Bayram” dedi,
Silindi yazı
Adam “öyle” dedi,
Bağrında sızı…
Döndürse yönünü herhangi dosta
Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
Yıllar, aylar, günler erirken yasta
Yer-gök “Bayram” dedi,
Ağzını açtı
Adam “Bayram” dedi,
Evinden kaçtı…
Suları Islatamadım(sh.56)
Abdurrahim Karakoç
(Bunu İrfan Kavak'ın sitesinden aldım. Tam istediğim gibi olmuş, eline sağlık Cigerim...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder