Sevgili dostlar, malum İslami Camia da ki en önemli yönetici Adaleti ile meşhur Hz. Ömer'dir. İslami Camia'nın Hocaları, Şeyhleri ve özellikle de Siyasi Partilerin eski jenerasyonu olanlarının en çok haklı bir övgüye layık olan Hz. Ömer'in mumu hikâyesini göz yaşları içinde anlatmalarını bizim yaş kuşağı unutamaz!
İlk önce hikâyeyi hatırlayalım, sonra devam edelim,
"Hz. Ömer halife iken, bir gece makamına ashaptan biri gelir ve selam verip oturur.
Fakat selamı alınmaz. Hz. Ömer önündeki işle meşguldür ve konuk merak içinde bekler.
İşini bitiren Hz. Ömer, önünde yanan mumu söndürdükten sonra ikinci mumu yakar ve konuğunun gözlerinin içine bakarak “Aleyküm selam...” der.
Konuğu sorar:
- Ya Ömer, niçin hemen selamımı almadın ve bir mumu söndürüp diğer mumu yaktıktan sonra konuşmaya başladın?
Hz Ömer cevap verir;
- Evvelki mum devletin hazinesinden alınmıştı. O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mesul olurdum. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için, kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra senine konuşmaya başladım.
Sahabenin gözleri yaşarır, ellerini kaldırarak şöyle dua eder;
- Ya Rabbi! Hz Ömer’i bizim başımızdan eksik etme."
Hikayeyi hatırladınız mı?
Benim merakla cevabını aradığım, lakin bulamayacağı mı anladığım soru bankama bir ilave daha olmaktan öteye gidemeyecek bir soru daha.
Siyasal İslami hareketin hikmet dolu sözlerine, Haksızlık karşısında mazlumun yanında olunacağına,
Devletin malının ateş olacağına tutanın elini yakacağına,
Memleket insanın eşit olacağına ,
İnancından ve düşüncelerinden dolayı kimseyi yargıla mayacağız konuları kanımca çok gerilerde kaldı.
Artık bambaşka bir paradigma'nın parçası olmuş, hareket tarzı ile yola başka bir şekilde devam eden eski gözü yaşlı siyasiler. Devletin, millete ait tüm imkanlarını kişisel çıkarları için kullanan bir mekanizma olarak karşımızda durmaktadır. Yanlarında da bu mekanizmadan seken, artan ve düşenleri toplayacağı anı bekleyen destekçileri bulunmaktadır.
Peki Sorum şu, buraya nasıl gelindi ve Sahi Hz Ömer'in mumuna ne oldu?
Ne Romantik bir soru?
Serdar Karamanlı
23 Eylül 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder