23 Mayıs 2014 Cuma

Aslında geçen zaman, çok şeyleri değiştirmemiş....


“Siyasi bakımdan da söz sahibi olan şımarık zenginler, kendi arzu ve isteklerini her şeyin üstünde tutmaktadırlar. Onların “Rabb’im bana Değer vermedi.” Derken kastettikleri şeyler, zaten hakları olarak kendilerine verilmek zorundadır. Böyle olunca ne kadar ileri gelen müşrik varsa o kadar arzu ve istek oluşmuştur. Kanunları onlar koyar ve işletirler. İsterlerse olması gerekenin tam tersini yapabilirler. Kimse onlara dokunamaz. Onların isteklerini karşılamak için oldukça fazla insan köle gibi çalışmaktadır. Zor şartlar altında çalışan bu insanların hemen hemen hiçbir hakları da söz konusu değildir. İşte şirk budur. Şirk, yaşam hakkı konusunda insanların taleplerinin karşılanmayacağı kadar çok otoritenin bulunmasıdır. Otoriteler, hakları istedikleri gibi verir ve alırlar. Ama bunun adını kendi isimleriyle koymazlar ALLAH derler. Böylece karşılaşabilecekleri muhalefet açısından muhtemel riskleri de bertaraf etmiş olurlar. Belki yüzlerce kez tekrarlanması gereken şey, Allah’ın yanlış tanıtıldığı bir ortamda adaletin asla gerçekleşmeyeceğidir. Kur’an’da tenzih konusu üzerinde ısrarla durulmasının sebebi de budur.

     Herkesin Rabb’i hakkında kendisini tatmin edecek derecede doğru bilgi edinmeye ihtiyacı vardır. Çünkü bu şekilde şahsiyetini doğru bir çizgi üzerine inşa edebilir.”

Musa Şimşekçakan

Sözün Gücü Sayfa 448 (Fecr Suresi Tefsiri)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder