“Siyasi
bakımdan da söz sahibi olan şımarık zenginler, kendi arzu ve isteklerini her
şeyin üstünde tutmaktadırlar. Onların “Rabb’im bana Değer vermedi.” Derken kastettikleri
şeyler, zaten hakları olarak kendilerine verilmek zorundadır. Böyle olunca ne
kadar ileri gelen müşrik varsa o kadar arzu ve istek oluşmuştur. Kanunları
onlar koyar ve işletirler. İsterlerse olması gerekenin tam tersini yapabilirler.
Kimse onlara dokunamaz. Onların isteklerini karşılamak için oldukça fazla insan
köle gibi çalışmaktadır. Zor şartlar altında çalışan bu insanların hemen hemen
hiçbir hakları da söz konusu değildir. İşte şirk budur. Şirk, yaşam hakkı
konusunda insanların taleplerinin karşılanmayacağı kadar çok otoritenin
bulunmasıdır. Otoriteler, hakları istedikleri gibi verir ve alırlar. Ama bunun adını kendi
isimleriyle koymazlar ALLAH derler. Böylece karşılaşabilecekleri muhalefet
açısından muhtemel riskleri de bertaraf etmiş olurlar. Belki yüzlerce kez
tekrarlanması gereken şey, Allah’ın yanlış tanıtıldığı bir ortamda adaletin
asla gerçekleşmeyeceğidir. Kur’an’da tenzih konusu üzerinde ısrarla
durulmasının sebebi de budur.
Herkesin Rabb’i hakkında kendisini tatmin
edecek derecede doğru bilgi edinmeye ihtiyacı vardır. Çünkü bu şekilde
şahsiyetini doğru bir çizgi üzerine inşa edebilir.”
Musa
Şimşekçakan
Sözün Gücü
Sayfa 448 (Fecr Suresi Tefsiri)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder