4 Kasım 2013 Pazartesi

Sözün gücünde Fatiha Suresinden bir bölüm...



“Yalnız
sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz” ayetinin anlamı
zihinde, “Senden başkasına asla kulluk etmez ve yardım istemeyiz” şeklinde ikinci bir cümle kurmayı gerektirir Böylece gerçek imanın, müşriklerin inancından ayırt edilmesini mümkün hale gelir. Başka
bir ifadeyle kulluğun ve yardımın Allah’a ait kılınması, içinde bir “kabul etmek” bir de “reddetmek” vurgusu taşır. Bu durumda Mekke’de bu ayet okunduğunda müşriklere şöyle bir mesaj verilmiş olur;

“Biz sadece Allah önünde aciz ve onun
nezdinde kul olarak anılmak istiyoruz. İnsana yakışır bir şekilde yaşamak için ürettiğiniz şartları, adam yerine konulmak ve değerli olarak anılmak adına önümüze koyduğunuz gerekçeleri kabul etmiyoruz. Servetin, sahip olunan oğulların veya kabile aidiyetinin insanı farklı ve ayrıcalıklı kılmasını da doğru bulmuyoruz. Bu yüzden “yalnız Allah’ın kuluyuz” derken, öne sürdüğünüz bütün zulümleri meşrulaştıran putlarınıza tapmayacağız. Ayrıca “yalnız ondan yardım isteriz” derken de size boyun eğmemiz şartıyla uzattığınız eli reddediyoruz. Biz Allah’ın kullarıyız. Artık size atalarınızdan kalan miras, yaptığınız zulümleri meşrulaştıran dininiz ve insanların hakkını yiyerek kazandığınız sermayeniz olmadan da yaşayacağımızı biliyoruz.”

Musa Şimşekçakan / Sözün Gücü ( Sayfa 283–284 )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder