Çevremizdeki insanlara Dostum veya Arkadaşım diyoruz ya, onların kişilikleri ile davranışlarını gözlemleyip mi bu seçimi yapıyoruz, yoksa ya bırak be kardeşim arada bir buluşup eğleniyoruz mu diyoruz.
"Atalar nur içinde yatalar"* HZ. Ömer (RA) şöyle söylediği rivayet edilir. Bir kişiyi tanımak için üç şeyi yapın
1- Yolculuk yapın, 2- Ticaret yapın, 3- Komşuluk yapın diye hatırlaması çok güzel kıstaslar vermiştir.
Geçtiğimiz sene bir konuşmaya şahit oldum dondum kaldım. Bir arkadaş gurubu içerisinde Eşi vefat etmiş, bir evladı ile hayat mücadelesi vermeye çalışan hayatını evladına adayan bir hanıma, arkadaşları arasında "itliği ile anılan" birinin sarkmasına içerleyip ya bu adam bana "sarkıyor" diye serzenişte bulunduğu arkadaşları, bu hanıma ne cevap vermişlerdir sizce?
- O bizim sorunumuz değil! Bize bir zararı yok!
Hakikaten böyle midir? O bizim sorunumuz değil midir? Bunu komşuluk olarak değerlendirdim.
Yine benim yaşayıp alet olmaktan utandığım bir olayı da aktarmak isterim.
Son arkadaş toplantımıza uzun zamandır görmediğimiz, Rusya da yaşamakta olan Hacı Ekinci arkadaşımızda katılma talebinde bulundu. Amacımız keyifli bir yemek eşliğinde geçmişten bahsedip biraz eğlenmek birazda hasret gidermekti. Fakat sözleşmiş olmamıza rağmen bilinen fakat bildirilemeyen bazı sebeplerden dolayı diğer arkadaşlar toplantıya iştirak etmeme kararı aldılar ve uyguladılar.Ama O arkadaş "adamlık" yapıp verdiği sözün arkasında durarak gelmiş beklemiş ve arkadaşlarının gelmemesi sonucu bayağı bir kırılmıştı. Ertesi gün yapılan terbiyesizliği tamir amaçlı başka bir görüşme ayarlanmaya çalışılmış, yine o arkadaşımıza bin bir dil döken biri toplantıya iştirak etmediği gibi, bir sürü telefona da geleceğine dair söz vermesine rağmen bir süre sonra da telefonunu kapatarak toplantıya gelmeyerek kişiliğini ortaya koymuş oldu. Gelen diğer arkadaşlar, Beklettiğimiz ve nezaket göstererek yeniden bizimle buluşan arkadaşımızdan özür dilediler, o da adamlık yapıp ses çıkarmayıp kabul etti. Ve çok neşeli bir akşam geçirdim en azından kendi payıma böyle söyleye bilirim. Bunu yolculuk olarak değerlendirdim.
Yukarıda anlatığım olayda sözünü tutmayan kişi ile ticaret yapmak gerektiğini düşünerek ona bir şans daha vermenin anlamlı olacağını düşünerek alış veriş yaptık. Maalesef bu arkadaş bunu da beceremedi. Yani yaptığı ticaret boşa gitmiş oldu. Kendisi hala kendisini ticaretten dolayı uyardığımı zan ediyor. Halbuki ben üzerine yapışmış Münafıklık elbisesini çıkarmasına yardım etmeye çalışıyorum. Pek tabi bunu yaparken ticareti düzeltmesi gerekiyor. Bunu ticaret yapmak olarak değerlendirdim.
(İlk örnekteki kişi ile sonraki kişi aynı değil, fakat ikinci kişi bu zulme ortak olan şahısların arasında)
Çıkmadık candan ümit kesilmez. Umarım, yaptığı hatalara tövbe eder, doğruya ve iyi olana döner. Bizlerde Dostluk ve Arkadaşlık yapacağımız kişileri değerlendirirken bunlara dikkat ederiz...
Serdar Karamanlı
6 EKİM 2013
* Bu söz Şevket HÜNER'e aittir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder