30 Haziran 2016 Perşembe

Dini parça parça etmek....

Rûm, 31. Ayet: Hepiniz O'na yönelerek O'na karşı gelmekten sakının, namazı kılın; müşriklerden olmayın.
32. Ayet: Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.

28 Haziran 2016 Salı

Kur'an sapıklıkları diyenlere gelsin!

Ankebût, 51. Ayet: Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.

Allah' ın âyetleri sana indirildikten sonra, artık onlar seni bu âyetler den alıkoymasınlar!

Kasas, 85. Ayet: Kur'an'ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: "Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir."
 86. Ayet: Sen, bu kitabın sana verileceğini ummuyordun. Ancak o, Rabbinden bir rahmet olarak sana verildi. Öyle ise kâfirlere sakın arka çıkma.
87. Ayet: Allah'ın âyetleri sana indirildikten sonra, sakın seni onlardan çevirmesinler. Rabbine çağır ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!
88. Ayet: Sen Allah ile beraber başka bir ilâha ibadet etme. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O'nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O'nundur ve kesinlikle O'na döndürüleceksiniz.

26 Haziran 2016 Pazar

Şeker Portakalı. ...

Kitabı okumak için çok geç kalmışım. Siz hemen okuyun derim.

Kitap Bitiş Tarihi 
26 Haziran 2016
2016/11 İstanbul

Müslüman Emredildiğin Şey Budur. Ona göre yaşa

Neml, 91. Ayet: (De ki:) Ben ancak, bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine -ki O burayı dokunulmaz kılmıştır- kulluk etmekle emrolundum. Her şey de zaten O'na aittir. Bana müslümanlardan olmam " emredildi.
 92. Ayet: "Ve Kur'an'ı okumam (emredildi). Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.
93. Ayet: Ve şöyle de: Hamd Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onları görüp tanıyacaksınız (ama artık faydası olmayacaktır). Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

Kur'an kime tesir eder?

Neml, 76. Ayet: Doğrusu bu Kur'an, İsrailoğullarına, hakkında ihtilâf edegeldikleri şeylerin pek çoğunu anlatmaktadır.
77. Ayet: Ve o, müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir.
78. Ayet: Rabbin şüphesiz, onlar arasında hükmünü verecektir. O, mutlak galiptir, her şeyi bilendir.
79. Ayet: O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.
 80. Ayet: Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da dâveti duyuramazsın.
81. Ayet: Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da teslim olanlara duyurabilirsin.

25 Haziran 2016 Cumartesi

Bırak Oruç da Seni Tutsun..

İnsanın başını belaya sokan iki organı, midesi ve belden aşağısıdır. Bütün kavgalar/çatışmalar genellikle bunlar yüzünden çıkar. Orucun terbiye edici yönü, insanı bu kavgadan kurtarmaya çalışır, korur.1 Bu terbiyeyle beraber artık insanın kendisine ve başkalarına zarar verebileceği fazla bir şey kalmaz.

Mide; yediği yemekten, gezdiği coğrafyalara varıncaya kadar kişinin hayattan aldığı zevk ve konfor yaklaşımını simgeler. Diğeri de aynı şekilde insanın yaşayabileceği en yüksek hazlara işaret eder. Her iki durum da dünyadan kâm almanın en açık göstergeleri, sembolleridir. Bu nedenle Ramazan, aç kalıp cinsel ilişkiden uzaklaşarak bir insanın gösterebileceği en saf teslimiyetin yaşandığı aydır. Şeytanların, yani haddini aşmaya teşne fonksiyonların bu ayda bağlanmasının anlamı da budur. Zira insanlar midesine ve beline dikkat edip meşru olmayan yollara sapmadığında açık bir güven ortamı oluşur. Böylece pek çok sorun kendiliğinden çözüme kavuşur.

Oruç tutmak, insanın Rabb’i için bu dünyadan tek başına haz almaktan gerektiğinde vaz geçebileceğini ilan etmesidir. Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı bilindiğine göre Rabb için demek, mazlumlar, kimsesizler, yetim ve yoksullar için demektir. Dolayısıyla oruç insana başkalarını düşünme imkânı verir. Kişinin dünyada elde edebileceği zevklere bir sınır koyması ya da çerçeve çizmesi onun başkalarının hakları konusunda da en az kendisi kadar hassas davrandığının kanıtıdır. Ramazan ayını bereketli (mübarek) yapan da işte bu ilişkidir.

Hikmet-i İlahi’nin tecellisi olarak ilk başta insanları doğru düşünmeye davet eden Kur’an da bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Zira hakikatin önünde bulunan en önemli engeller, yine insana zevk veren meselelerdir. Kişi menfaat elde ettiği konularda kolay kolay başka yöne bakmaz. Müminler, bu ayda oruç tutarak Allah için her türlü fedakârlığı yapabileceklerini gösterirler. Yani herkesin karnı doymadan Rablerinin asla razı olmayacağını kendilerine hatırlatırlar. Zaten Kur’an’ın sürekli vurguladığı en genel mesajlarından biri de bu değil midir? Nitekim aç kalmak insanın başına gelebilecek en büyük sorundur. Oruç, bu şekilde dünyanın en eski sorunlarından birine parmak basmak, derdi paylaşmak, yani aç kalarak aç kalmamayı savunmaktır. Müminler, aç kaldığında bütün dünyaya bu mesajı haykırırlar. Buna göre aç kalan insanların hâlinden anlamak önce onları toplumun eşit birer bireyi saymakla gerçekleşir. Ardından herkes için adalet istemek gelir. Yeryüzünde herkese yetecek kadar nimet bulunduğuna göre hiç kimse aç kalmamalıdır.2

İnsanın oruç tutarak en çok sevdiği şeylerden vazgeçme iradesi göstermesi ve bunu özellikle Allah için, yani insanlık adına üstlenmesi, bütün dünyanın barış içinde yaşaması için gerekli olan motivasyonu üretir. Yılda bir ay kişinin en önemli zevklerinden vaz geçerek diğer insanları düşünmesi, dünya barışı için en önemli çabalardan biridir. O hâlde oruç tutmak marifetiyle açlık konusunda ortaya çıkan hassasiyetin kimsenin aç kalmasına müsaade etmeyeceği düşünülmelidir.

Oruç, dünyada mide ve cinsellik üzerinden pek çok haksızlığa kapı aralandığı bilincini aşılar. Çünkü sonuç itibariyle herkes yemek, gezmek ve pek çok zevkten tatmak ister. Elbette bütün nimetler insan için yaratılmıştır. Ancak insanın gemleyemediği hırsları ve terbiye edemediği arzularının sorunlara kaynak teşkil ettiği de bir gerçektir. Yani birileri haddini aştığı için diğerleri aç kalmaktadır.3

Oruç, kişinin bu sorunlarla baş etmesine yardımcı olur. İnsanın konfor anlayışı ile zevk ahlakı hakkında bilgi ve bilinç sahibi olması, tuttuğu oruçla şekillenip yol alır. Yani oruç insanın hırslarına yenik düşmesine, zevklerinin esiri olmasına izin vermez, onu tutar.

Oruç tutan pek çok kişi, sadece aç kalır. Eğer oruç da onları tutuyorsa bu temas, dünyanın daha güzel bir yer olmasına doğru atılmış bilinçli bir adım sayılmalıdır.

Dipnot:
1)  Oruçlu insanın kavga etmemesinin gereği de bu bilinçten kaynaklanır.
2)  Ben, oruç tutup aç kalarak onların yanında olduğumu ve durumun vahametinin farkında olduğumu gösteririm.
 3)  Yoksa bu bir kader değildir. Allah, yoksulları doyurma hususunda bir düşüncesi ve derdi olmamayı dini yalanlamakla bir tutar (Mâun Suresi). Böylelerinin Allah’a yaklaşma iddialarını, yani ibadetlerini de yok sayar.
Musa Şimşekçakan
20 Haziran 2016

İsraf toplumu

18 saate yakın oruç tuttuğumuz şu Ramazan günlerinde bir anımı paylaşmak isterim. Bir Gaziantep ziyaretimizde Suriyeli bir doktor dostumuzun anlattığı şu olay zihnimden hiç çıkmıyor...
“Efendim, Suriye'de oturduğum kasabaya uçak ve füzelerle despot rejim güçlerinin saldırısı olmuştu. Bir anda kasabamız yerle bir oldu... Doktor olmam hasebiyle hemen enkazlar arasında yaralılara ilk yardım için harekete geçtim. Büyük hasar görmüş bir eve girdim, içeride aynı aileden yedi ceset saydım. Cesetler ve enkaz arasında üç yaşlarında bir çocuk, yaralı, kanlar içinde ağlıyordu. Hemen çocuğu kucakladım, ambulansa, oradan da en yakın hastaneye yetiştirebilmek için harekete geçtim. Çocuğu ameliyata alacaktım, o sıra bir şey dikkatimi çekmişti. Evden aldığım yaralı çocuk avucunu sıkmış açmıyordu. Yol boyunca, hastanede ve ameliyathaneye aldığımda avucunu açmadı. Ben de merakla yaralı çocuğun avucunu açınca, beni derinden sarsan şu kare ile karşılaştım;
Çocuğun parmakları arasında sımsıkı tuttuğu bir dilim ekmek... Kim bilir ne zamandan beri aç? Eline geçen bir dilim ekmeği yemeye fırsat bulamadan saldırıda yaralanmış. Yaralı halinde bile ekmeğini kaybetmemek için avucunu sıkmış halde buldum...”
Dedim ya, bu olayı dinlediğim günden beri zihnimden çıkmıyor. Dinlerken ne hissettim biliyor musunuz?
Her gün sofralarımızdan çöpe giden ekmekleri düşündüm.
Evet, sadece Türkiye'de günde beş milyon ekmek çöpe gidiyor. Dünyada her yıl üretilen gıdanın üçte biri çöpe atılıyor.
Biz çocuklarımıza yemek beğendiremezken, yanı başımızda neler yaşanıyor?
Yarın bu çocuğun elleri yakamızda olursa nasıl hesap veririz, bilmiyorum?
Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda dururken, israf üzerine düşünecek fazla vaktimiz bile yok...
Dünya avuçlarımızın içinde... Elimizden düşmeyen akıllı telefonlarımızla açlık ve sefalet içinde kıvranan insanların hallerinden ne kadar haberdarız acaba?
İsraflarımız bizi insafsızlaştırıyor... İhsan ve infaktan kopuyoruz...
Evet, israf bir insanlık suçu...
Asrın büyük afeti; israf... Hem de küresel bir afet... Tüketim çılgınlığı, harcama hazzı, israf sarhoşluğu sınır tanımıyor...
Toplumları kemiren bela, israf oldukça bulaşıcı...
Kapitalizmin bizzat kendisi bir bütün olarak israf sistemi değil midir?
Kapitalizm insan ihtiyaçlarını karşılamayı değil, sürekli yeni ihtiyaçlar üretmeyi hedefliyor...
AVM'lere ihtiyaç için gidilmiyor, “bakalım yeni çıkan ne var” güdüsüyle hareket ediliyor...
Reklam, rekabet, rövanş, rant, reyting, israf psikolojisinin arka planını öne çıkarıyor...
İsrafın diğer bir ismi de; modadır, markadır, modeldir...
Gerçekten ihtiyaçlarımız mı konuşuyor, yoksa ihtiras ve hırslarımız mı bizleri sürüklüyor?
Har vurup harman savurmalar, hayatın hayır ve bereketini bırakmadı...
Tükettikçe tükeniyoruz...
Harcadıkça harcanıyoruz...
Kapitalizmin israf çarkına “dur” diyecek irademiz kalmadı...
“Nasıl olsa faturasını ben ödeyeceğim, kime ne?” mantığı ile fütursuzca saçıp savuruyoruz... Sonra da bunu savunuyoruz...
Bireysel israftan bahsetmiyorum, toplumsal israfın boyutlarına dikkat çekmek istiyorum...
Gösteri günlerinde din de, dindarlarda, gösterişten nasibini aldı...
“Gözümde kalmasın” içgüdüsü, göze girmek arzusu, doğallığımızı ve kulluk disiplinimizi bozdu...
Dur durak bilmeyen bir tüketim çılgınlığının nesneleri olduk...
Allah'ın israf edenleri sevmediğini bildiğimiz halde, savurganlığın şeytanla kardeşlik kulvarı olduğunu duyduğumuz halde, nasıl bu hale geldik, anlamıyorum?!
İflasımız, israfımızdan olacak...
Çözüm mü?
Ne israf, ne de istif; yerinde sarf...
Tasarruf tedbirleri de değil; tasadduk, tasadduk, tasadduk...
Ramazan Kayhan 
Milat Gazetesi 24 Haziran 2016

İyilikler de yarışmak. ...

Mü'minûn, 57. Ayet: Rablerine olan saygıdan dolayı kötülükten sakınanlar;
Mü'minûn, 58. Ayet: Rablerinin âyetlerine inananlar;
Mü'minûn, 59. Ayet: Rablerine ortak tanımayanlar;
Mü'minûn, 60. Ayet: Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar;
Mü'minûn, 61. Ayet: İşte onlar, iyiliklere koşuşurlar ve iyilik için yarışırlar.
Mü'minûn, 62. Ayet: Biz hiç kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile yükümlü kılmayız. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

22 Haziran 2016 Çarşamba

19 Haziran 2016 Pazar

Kör kalmak ve kör kaldırılmak

Tâ-Hâ, 124. Ayet: Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.
Tâ-Hâ, 125. Ayet: O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der.
Tâ-Hâ, 127. Ayet: Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.

18 Haziran 2016 Cumartesi

Müjdeleyici ve uyarıcıdan ibaret Kitap

Meryem, 97. Ayet: Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.
Meryem, 98. Ayet: Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onlardan herhangi birinden (bir varlık emâresi) hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun?

16 Haziran 2016 Perşembe

Yeni felsefem bu olmalı diyenler..


Hakkımız varmış gibi yapmayalım...


Lontano

KONGO-FRANSA-BELÇİKA ÜÇGENİNDE TÜYLER ÜRPERTİCİ, SOLUK SOLUĞA BİR KOVALAMACA.

ONLAR ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SIRRINA VÂKIF OLANLARDI. 

İNTİKAM HİSSİYLE YANIP TUTUŞAN, KÖTÜLÜĞÜN ÖNCÜLERİYDİ. 

ZAMANIN VE MEKÂNIN ÖTESİNE GEÇEBİLENLERDİ. AFRİKA’NIN DERİNLİKLERİNDEN GETİRDİKLERİ 

KARA BÜYÜLERİYLE AKLIN SINIRLARINI AŞANLARDI.

Grange'a yakışır nitelikte bir kitap. Geçmişin geride kalmadığı, bilakis ileride yapıp etmelerinin seni beklediğini anlamayan Bir Temizlikçi Baba,
sırları olan bir Anne, uyuşturucu Bağımlısı bir erkek kardeş, Ailesinden nefret eden onlara her türlü sıkıntıyı verme adına fahişeliği bile göze almış bir kız kardeş ve yengesine aşık gerçeğin peşinde koşan bir polis. Haydi okumaya buyurun. Bu arada kitabın sonu yeni maceranın başlangıcı gibi. Bir Morvanlar serisi ile karşılaşa biliriz. Grange bu ne yapacağı belli olmaz....

Kitap Bitiş Tarihi 16 Haziran 2016
2016/10 İstanbul

13 Haziran 2016 Pazartesi

Biri bizim yaptıklarımızı NOT ALIYOR. .....

İsrâ, 13. Ayet: Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.
İsrâ, 14. Ayet: Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.
Kehf, 49. Ayet: Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. "Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!" BöyIece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

10 Haziran 2016 Cuma

Peki neden Karanlıktayız...

İbrahim Suresi  1nci Ayet  Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.

Bu Ramazan ayın sorusu bu olsun...


9 Haziran 2016 Perşembe

Bu soruları soran kim?

Ra'd, 16. Ayet:
De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?"
De ki: "Allah'tır." O halde de ki: "O'nu bırakıp da kendilerine fayda ya da zarar verme gücüne sahip olmayan dostlar mı edindiniz?"
De ki: "Körle gören bir olur mu hiç?
Ya da karanlıklarla aydınlık eşit olur mu?" Yoksa O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma onlarca birbirine benzer mi göründü?
De ki: Allah her şeyi yaratandır.

Ve O, birdir, karşı durulamaz güç sahibidir.

Amin

Yûsuf, 101. Ayet: "Ey Rabbim! Mülkten bana (nasibimi) verdin ve bana olayların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Sen dünyada da ahirette de benim sahibimsin. Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat!"

8 Haziran 2016 Çarşamba

Çok can sıkıcı bir soru...


Önemli soru ve Ağır sorumluluk. ...

Hûd, 87. Ayet: Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terketmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın!(Namaz'ın yerine Dua'an mı?diye de çevirenler var)


Hûd, 112. Ayet: Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.

7 Haziran 2016 Salı

Kayıp Kaçak Bedeli yasallaştı...

Memleketimiz de haksızlıklarda devam etmekte.
Bunların en başında ise Elektrik Faturalarında
Uygulanan Kayıp Kaçak Bedelini 65nci Hükümet
Yasallaştırarak zulmü yasallaştırmış oldu.
Rabbim bu zulmü yasalaşmasın da emeği geçenleri
Ne yapacağı konusunda bilgi sahibidir.
Gücünü Adaletsizlikten yana kullanan her yönetimi

Değiştirebilecek Halka akıl, fikir ve şuur diliyorum.

Bitmeyen düşmanlık...

Memleketimin ne kadar Düşmanı var. 
Ne içerideki Ne de dışarıda ki Düşman ve Düşmanlıklar bitmedi bitmiyor.
Rabbimden niyazım ilk önce Memleket 
birliğimizi, sonrasında da Ümmet 
birliğimizi sağlamak üzere

Akıl, fikir ve şuur ihsan eylesin….

Peygamberin sorumluluk alanı. ....

Yûnus, 108. Ayet: De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim. (Sadece tebliğ etmekle memurum).
Yûnus, 109. Ayet: Sen, sana vahyolunana uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O hakimlerin en hayırlısıdır

4 Haziran 2016 Cumartesi