25 Şubat 2016 Perşembe

Başımıza gelen...

Başımıza derde sokan bilmediğimiz şeyler değil, 
başımıza asla gelmeyeceğinden emin olduklarımızdır.
Mark TWAIN

24 Şubat 2016 Çarşamba

Ey Cumhurbaşkanları, Başkanlar, Krallar, size sesleniyorum.

Ümmete Çağrı
"İslâm ülkelerinin başında bulunanlara çağrı:
Size sesleniyorum. İslâm ülkelerinin başında bulunan cumhurbaşkanları, başkanlar, krallar, size sesleniyorum.
Türkiye'nin, Mısır'ın, İran'ın, Suriye'nin, Ürdün'ün, Pakistan'ın, Tunus'un, Cezayir'in, Fas'ın ve diğer İslâm ülkelerinin başında bulunanlar size sesleniyorum.
Bulunduğunuz yere nasıl geçmiş olursanız olun, ister kaderin sevkiyle veya cilvesiyle, ister babadan, dededen size geçen veraset hakkıyla, ister alnınızın teriyle, ister hak ve hukukla, ister kuvvet zoruyla halkınızın yönetimini ele geçirmiş bulunun, size sesleniyorum ve diyorum ki, tarihin en kritik göreviyle, en ağır sorumluluğu ve ödeviyle karşı karşıyasınız. Bu görevi çoktan yerine getirmeniz lâzımdı şimdiye kadar. Şimdi, hülûl etmiş vâdenin son deminin son demidir.
Bu görev nedir?
Bu görev, derhal bir araya gelip bir savunma anlaşması yapmanız ve bunu harfi harfine uygulamanızdır. Yani herhangi bir İslâm ülkesine saldırı olursa, ona hep birden karşı koyma hususunda anlaşmak durumuyla karşı karşıyasınız.
Neden böyle bir anlaşmaya ihtiyaç vardır? Batı ülkeleri, Körfez'in petrol bölgesini işgale başlamıştır da ondan. O işgal bitince hep birden Irak'a saldıracaklardır. Bunun için de, bahane hazırdır. Bu bahaneyi, Irak, Kuveyt'i işgal etmekle bizzat kendisi vermiştir. Irak'ın işi bittikten sonra, teker teker, birer bahaneyle sizin ülkeleriniz aynı Batılı ülkelerin hava, deniz ve kara kuvvetlerinin saldırısına uğrayacaktır. Tıpkı Moğolların İslâm ülkelerini zapt etmeleri gibi… O zaman, ülkenin biri alındığında, komşusu seyirci kalıyordu. Ama hemen ardından sıra kendisine geliyordu. Tıpkı Endülüs'teki parçalanmadan sonra olduğu gibi… Bir beylik, İspanyolların vahşi saldırısına uğradığında öbürleri hareketsiz ve cansız, kurbanlık koyun gibi sıranın kendisine gelmesini bekliyordu.
Ülkelerinizi aynı duruma düşürmeyiniz, tarihten ibret alınız, ey başkanlar, cumhurbaşkanları, krallar!"
"Bulunduğunuz mevkilerde ebedî kalacağınızı mı sanıyorsunuz?
Dost acı söyler. Biliniz ki, tarihin bu en korkunç anında gerekeni yerine getirmezseniz, fırtınaların en şiddetlisiyle bulunduğunuz zirvelerden yokluğun uçurumuna savrulup gideceksiniz.
Kulağınızı, bastığınız toprağa yapıştırınız. Yerin altındaki ölüler, sizden bu masum milleti ve yurdu korumanız için milyonlarca ağızdan sesleniyorlar.
Dağlardan, tepelerden, gönüllerden yükselen sesi işitiniz. Gece ve gündüz demeyiniz, gece yarısı da olsa toplanıp anlaşınız.
Camilerden, kubbelerden, yazma eserlerin sayfalarından, tüm yurt ve tarih çizgilerinden yükselen sesi işitmek için bir kerecik olsun kendinizi aşınız.
Gençliğinizde gelip sizi yoklayan idealleri düşününüz. Etrafınızda uçuşan, nice genci yakıp kavuran idealleri hatırlayınız.
Birinci Dünya Savaşı'nda, dinleri, milletleri, yurtları, dinimiz, milletimiz, yurdumuz (ki bunlar birbirine perçinlenmiş kutlu değerlerimizdir, birbirlerinden ayrılmazlar) uğruna canlarını veren, kanlarını kara toprağın içtiği, çöllerde ve gurbetlerde kalmış şehitleri hatırlayınız. Dökülen kanları ve gözyaşlarını hatırlayınız. Annelerin döktüğü gözyaşlarını hatırlayınız.
Birliğin bozulmasının üzerinden yüzyıla yakın bir zaman geçti. Ülkelerimizin kârı ne oldu? Bir parça geriye dönüp baksanız, bir savunma birliği kurmayı bir hayat memat meselesi olarak görürsünüz.
Gözünüze Batılıların çektiği perdeyi yırtıp atmak için bir kerecik olsun kendinizi aşınız ey başkanlar, cumhurbaşkanları, krallar!
Şeyhlerin, emirlerin artık gözüken akıbetinden ibret alınız. Çağ, sizi hesaba çekmeden siz çağın hesabını yapınız.
Size, bir milyar Müslüman’ın gönlüne tercüman olduğuma yürekten inanarak sesleniyorum. Vaktin kalmadığını, mukadder anın yaklaştığını haber veriyorum."
"Kimileri sizin şimdiye kadar ki tutumunuzla bu çağrıya lâyık olmadığınızı söyleyeceklerdir. Öyle de olsa, şimdi iktidarda olduğunuzdan sizi uyarmak bir görevdir. Siz bu görevi yapmazsanız, elbet, büyük devrim olacak ve görev yapacaklar gelecektir.
Sizi uyarıyorum, şahıslarınızla ve şahıslarınız dışında tüm İslâm dünyasını, büyük İslâm milletini uyarıyorum. Büyük uyanış ve diriliş sûrunu üflüyorum.
Bu kulakları patlatacak sesi işitmeyeceklere ne yazık!
Son anda da olsa uyanıp dirilecek olanlara muştular olsun."
                                                      
Sezai Karakoç / 1991, Diriliş dergisi Ocak sayısı


20 Şubat 2016 Cumartesi

Bu soruya Cevap Vermelisin....

Hal böyle iken Siz nereye gidiyorsunuz?
Tekvir Suresi 26ncı Ayet

Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!
Necm Suresi 60ncı Ayet

18 Şubat 2016 Perşembe

İnsanlığın öldüğü günlerde olmak....

İnsanlığın Öldüğü ve Öldürüldüğü günlerden geçerken, evlerde ve iş yerlerinde oturup olanları Film izliyor gibi davranmak bu toprakların ve İslam dinine mensup İnsanlar olarak bizlere hiç yakışmıyor. Rabbimizden şu karanlık günlerin bir an önce sona ermesini niyaz ediyorum.

18 Şubat 2016
Serdar Karamanlı

13 Şubat 2016 Cumartesi

Kara Düzen..

Film ile ilgili bilgi sitesi: 
http://www.sinemalar.com/film/87020/black-mass

Kuvvetini ve sana verilen iktidarı iyiye kullanmalısın.


Suriye özelinde İslam coğrafyaları...

Rum Suresi 32. Ayet - Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.

Enfal Suresi 46. Ayet - Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

Ali İmran Suresi 103. Ayet Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın.

Kur’an okumalarım da aldığım notlara bakarım. Sonra yeni algım ile ve yaşadıklarımla yeniden değerlendirmeler yapar, eski müfessirler ve yeni müfessirler bu konularda ki değerlendirmelerini okurum. Sonra bu konuyu tartışa bileceğim birkaç kişi görüşürüm. 

Yukarıda kronolojik sıra ile verdiğim ayetlerden elde ettiğim sonuç Suriye özelinde birliği emreden Rab’e kulak vermeyen Ümmet-i Muhammed kaybetmeye devam edecek. Ta ki Rab’e kulak verene kadar.

Yönetici takımımıza Rabbimden akıl, fikir, insaf ve idrak vermesini niyaz ediyorum.

Ey Rabbimiz yöneticilerimizi bize hayırlı eyle!

13 Şubat 2016

Serdar Karamanlı

(Mealler Diyanet İşleri Başkanlığına aittir)

4 Şubat 2016 Perşembe