27 Ekim 2014 Pazartesi
26 Ekim 2014 Pazar
Brandenburg
80'li
yıllarda bir eylemci Berlin'deki sokak ortasında vurulur. Paraguay'da bir
arabanın çarpıp kaçtığı çok geçmeden can verir. Yaşlı bir işadamı,
Asuncion'daki görkemli malikanesinde kafasına kurşun sıkarak intihar eder. Bu
ölümlerin birbiriyle bağlantılı olduğuna inanan Gazeteci Rudi Hernandz ise
olayı çözemeden korkunç bir cinayete kurban gidecektir.
Gazetecinin
akrabası Erica, AB'ye bağlı Avrupa Güvenlik İdaresi'nde uzman olarak çalışan
Volkmann'ı araştırmayı sürdürmeye ikna eder. Başlangıçta Volkmann'ın elinde işe
yarar hiçbir ipucu yoktur. Sadece banda alınmış anlamsız bir konuşma ve yarısı
yanmış, eski, siyah beyaz fotoğraf... Bu fotoğraf Avrupa tarihini elli yıl geriye
götürecek korkunç bir planı açığa çıkarır: bugün de tekrarlanabileceğini
bildiğimiz için, büsbütün korkunçlaşan bir planın... Volkmann'ın artık kendi
geçmişinin acılarıyla yüzleşmekten başka çaresi yoktur.
"Gerilim
türünün en iyileri arasında yerini alan, soluk soluğa okurken keyif duyacağınız
bir eser. İnsanı sarsacak kadar gerçekçi."
- Campbell
Armstrong-
"Best-seller
kitapların tüm özelliklerini taşıyor. Egzotik mekanlar, müthiş bir kurgu,
gerçekçi karakterler ve diyaloglar. Gerçekten çok başarılı."
- Ted
Allbeury-
Bir ayda Glenn Meade'in 4 kitabını okudum. Düşünün nasıl bir yazar olduğunu, bu arada başka okumalar da yapalım a dostlar mesela Kur'an ayetlerini okuyup üzerinde düşünelim. Hadi kolay gelsin.....
Kitap Bitiş Tarihi : 26 EKİM 2014
İstanbul 2014/24
Kitap Bitiş Tarihi : 26 EKİM 2014
İstanbul 2014/24
25 Ekim 2014 Cumartesi
24 Ekim 2014 Cuma
23 Ekim 2014 Perşembe
19 Ekim 2014 Pazar
Kar Kurdu....
Ocak 1953.
Soğuk Savaş'ın en gergin dönemi. Başkan Dwight Eisenhower, Stalin'in akli
dengesinin bozulmakta olduğu yolunda ürkütücü bilgiler alır. SSCB'nin korkunç
temizlik operasyonlarına yeniden başlayacağını ve dünyayı üçüncü bir savaşın
eşiğine getirecek nükleer bomba programının tamamlanmakta olduğunu öğrenir.
Böylece yemin töreninden yalnızca birkaç saat sonra, hiçbir Amerikan başkanının
cüret edemeyeceği bir karar alacak ve 'Kar Kurdu' operasyonunu onaylayacaktır.
Karıkoca rolünde iki CIA ajanı Rusya'nın buzlu topraklarından geçerek
Moskova'ya gitmek ve dünyanın en güçlü adamını öldürmek zorundadır. Ne var ki,
onlar daha Sovyet topraklarına ayak basmadan, KGB bu planı öğrenir. Artık iki
CIA ajanı iki yönden gelen ölüm tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Birine
hazırlıklıydılar, ama ya diğeri?
Kitap okumak bir tutku bende, özellikle Tarih, Teoloji Tarihi, Siyasi Tarih, Savaşlar ile ilgili Tarihi Kitaplar, Kur'an okumalarında Çeşitli Mealler ve Tefsirler, Peygamberin çeşitli kaynaklardan hayatı, Hrıstiyanlıkla ilgili bir çok eserlerden anladığım şey şu oldu, Bakara Suresi "30.
Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar,
“Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?" İnsanlık tarihimiz maalesef kan, göz yaşı ve adedini dahi telaffuz edemeyeceğimiz kadar masum insanların katli ile dolu. Stalin, Hitler ve Mussolini manyaktı da Truman akıllı mıydı? Ya bizim tarihimizin manyakları?
Bu kadar manyak psikopatlar ile Yaratıcımızın en güzel biçimde ve her yaratılmışa yetecek olan Dünyamızda yaşamak bana çok acı veriyor. Bu Manyakların Tarihin tozlu sayfalarında kalmamış olmaları gelecek için İNSANLIK AİLESİ için çok endişe verici olsa gerek.....
Kitap Bitiş Tarihi : 19 EKİM 2014
İstanbul 2014/23
İstanbul 2014/23
16 Ekim 2014 Perşembe
Zihin değişikliğine mi uğradık?
Çin’in
Guangzhou kentinde bir banka soygunu.
Soygunculardan
biri bankadakilere bağırır:
“Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız
sizindir.”
Herkes
sessizce yatar…
Bunun adı “Zihin Değiştirme Kavramı”dır.
Alışılmış düşünce tarzını
değiştirmek…
Bu
arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar
ortada...
Soyguncu
bağırır: “Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!”
Bunun
adı “Profesyonellik”tir. İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş!
Soyguncular
paraları yüklenip eve kapağı atmışlar. Daha genç olanı (MBA
derecelidir)
daha
yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan sonra terk): “Abi, hadi şu paraları
sayalım,” der.
Daha
yaşlı olanı der ki: “Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu
akşam zaten TV haberlerinde
kaç
para çaldığımızı öğreniriz.”
Buna
“Deneyim” derler! Günümüzde deneyim kağıt diplomalardan
çok daha önemlidir.
Soyguncular
bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını
söylemiş. Şef demiş ki: “Durun hele Müdürüm. Alacaklarını aldılar. Biz de
bir 10 milyon daha alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne
dersiniz?”
Buna
“Dalgayı yakalamak” derler. Berbat bir durumu kendi lehine
çevirmektir bu!
Müdür der ki: “Yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. Ne eğlenirdik!”
Buna
“Sıkıntılardan kurtulmak” derler.
Kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.
Akşam
TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış!
Çaldıkları
paranın çok daha az olduğu bilen soyguncular oturup saynışlar parayı…
Tekrar
tekrar saymışlar. Bakmışlar hepi topu 20 milyon! Çok kızmışlar bu işe:
“Biz
hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka Müdürü bir el harketiyle
80 milyon götürdü.
Galiba
soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!”
Bu
“Bilgi altından daha değerlidir” demektir…
Banka
Müdürü çok mutludur.
Özellikle
bir süre önce borsada kaybettiklerini geri alabildiği için.
Buna
“Fırsatları kullanmak” derler. Kazanmak için risk almak gerekir.
PEKI, GERÇEK SOYGUNCULAR KIMLER ŞIMDI?
__._,_.___
__,_._,___
14 Ekim 2014 Salı
13 Ekim 2014 Pazartesi
O KADAR HIZLI GİTTİK Kİ, RUHUMUZ GERİDE KALDI
Bir filmde seyrettim;
genç ve güzel bir kadın Paris te bir cafe de bir erkeğe anlatıyordu. O da anlattıklarını bir dergide okumuş;
Meksika da Inka tapınaklarına çıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birkaç yerli rehberle yola koyuluyor. Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu, kısa bir sürede yarılıyorlar. Aynı hızla tempoyla biraz daha yol
aldıktan sonra, yerliler kendi aralarında konuşup birden yere oturuyor ve böylece beklemeye başlıyorlar. Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyorlar.
aldıktan sonra, yerliler kendi aralarında konuşup birden yere oturuyor ve böylece beklemeye başlıyorlar. Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyorlar.
Saatler sonra, yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola sonunda tepenin üstündeki görkemli Inka tapınaklarına geliyorlar.
Arkeologlardan biri, yaşlı rehbere soruyor, hiç anlayamadım, niye yolun ortasına oturup saatlerce yok yere bekledik? Yaşlı rehberin cevabı o kadar güzel ki;
Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık, ruhlarımız bizden çok uzakta kaldı. Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik...
Niye içimiz de hep bir eksiklik duygusuyla yaşadığımızı, niye mutlu olmayı beceremediğimizi, niye kendimiz olmayı başaramadığımızı ve niye ile başlayan daha bir dolu sorunun cevabını açıkça veriyor Inkalar in yaşlı
torunu. Çünkü bu aptal hayat içinde o kadar hızla yol alıyoruz ki, ruhumuz çok arkada kaldı, hatta onu nerelerde unuttuğumuzu bile hatırlayamıyoruz.
torunu. Çünkü bu aptal hayat içinde o kadar hızla yol alıyoruz ki, ruhumuz çok arkada kaldı, hatta onu nerelerde unuttuğumuzu bile hatırlayamıyoruz.
Can DÜNDAR
http://www.kigem.com/o-kadar-hizli-gittik-ki-ruhumuz-geride-kaldi.html
Define Adası...
Zekeriya, babasına kitap okumaya devam ediyor, fakat yayınlamaya fırsatımız olmuyor her hafta bir kitap....
Lütfen evlatlarınıza kitap okutun ve onu dinleyin...
Kitap Bitiş Tarihi : 13 Ekim 2014
Lütfen evlatlarınıza kitap okutun ve onu dinleyin...
Kitap Bitiş Tarihi : 13 Ekim 2014
11 Ekim 2014 Cumartesi
Hesabı Dünyada vermeye başlamak. ...
İnsanlar dünyada hesap vermediği için, Ahirette hesap yok zan ediyorlar.
Şevket Hüner
Şevket Hüner
Haydi hep beraber, bu sorulara cevap arayalım.
"Allah'ın indirdiği ve önümüze serdiği gerçeklere kayıtsız kalarak daha ne kadar zaman harcayacaksınız?
Daha iyi şartlarda yaşamak istemiyor musunuz?
Yaptığınız anlamsız ve sonu gelmeyen Savaşlardan kim ne kazanıyor?
Birileri kahraman olacak ve ganimet kazanacak diye bu kadar kan akması mı gerekiyor?
Peki, sanki savaşıyormuş gibi insanın hayata bu kadar ilkesizce saldırmasına ne diyeceksiniz?
Yaşadığınız korkuların içinde bulunduğunuz duyarsızlıktan kaynaklandığını anlamıyor musunuz?
İnsanın hırslarının kölesi olması, aynı zamanda kendisine bu kadar nimet sunan Rabb'ine karşı nankörlüğü anlamına gelmiyor mu?
Nankörlük cimriliği doğurmaz mı?
Bu cimriliğin büyük saydığınız insanlar elinde sizin yaşam alanlarınızı nasıl daraltacağınızı görmüyor musunuz?
Yeniden dirilmenin hesap vermeyi; hesap vermenin de sorumluluk doğurduğunu ne zaman anlayacaksınız?
Yoksa bu suskunluğunuzun altında işlenen suçlarda sizinde parmağınızın olması mı yatıyor?"
Sözün Gücü
Adiyat Suresi Sayfa 526-527
Daha iyi şartlarda yaşamak istemiyor musunuz?
Yaptığınız anlamsız ve sonu gelmeyen Savaşlardan kim ne kazanıyor?
Birileri kahraman olacak ve ganimet kazanacak diye bu kadar kan akması mı gerekiyor?
Peki, sanki savaşıyormuş gibi insanın hayata bu kadar ilkesizce saldırmasına ne diyeceksiniz?
Yaşadığınız korkuların içinde bulunduğunuz duyarsızlıktan kaynaklandığını anlamıyor musunuz?
İnsanın hırslarının kölesi olması, aynı zamanda kendisine bu kadar nimet sunan Rabb'ine karşı nankörlüğü anlamına gelmiyor mu?
Nankörlük cimriliği doğurmaz mı?
Bu cimriliğin büyük saydığınız insanlar elinde sizin yaşam alanlarınızı nasıl daraltacağınızı görmüyor musunuz?
Yeniden dirilmenin hesap vermeyi; hesap vermenin de sorumluluk doğurduğunu ne zaman anlayacaksınız?
Yoksa bu suskunluğunuzun altında işlenen suçlarda sizinde parmağınızın olması mı yatıyor?"
Sözün Gücü
Adiyat Suresi Sayfa 526-527
10 Ekim 2014 Cuma
Hayallerin Ötesinde...
"Daha
da vahim olanı artık kendimizi de duyamıyoruz..."
diye yazmıştım ya buda Filimi hadi iyi seyirler.
Günün Parağrafı...
Son
zamanlarda, ancak evde veya tenha bir yerde kendimi güvende hissedebiliyorum.
Eskiden, yanlarındayken güvende olduğum ağabeyler ve kardeşler vardı.
Üzülerek
söylemeliyim ki, her geçen gün azalıyorlar.
İnsanların
hesap makinesi gibi ortalıkta dolaştığı bir dünyada,
'Yakın
çevre' deyince, artık aklıma
Kuş,
çiçek, çocuk, ağaç, kitap gibi şeyler geliyor.
Bu
konuda yalnız olmadığımı da biliyorum.
Peki,
insan nerede?
Hepimiz
birden nereye gittik?
Ben buradayım ve sana katılıyorum....
9 Ekim 2014 Perşembe
Sakkara'nın Kumları
Glenn Meade, İkinci
Dünya Savaşı'nın ortasında Mısır'da geçen ilginç ve heyecanlı bir öyküyü
anlatıyor.
Yıl 1939'dur. Prusya'lı bir anne ile Amerikalı bir babanın oğlu olan Jack, ailesinin yanında bahçıvan olarak çalışan adamın oğlu Harry'yle birlikte Mısır'a, Sakkara kazılarında çalışmaya gider. Orada güzel Alman Yahudisi Rachel Stern'le karşılaşan iki genç ona aşık olurlar. İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla Jack Avrupa'ya döner. Mısır'da kalan Rachel naziler tarafından yakalanır ve ortadan kaybolur. Dört yıl sonra, Roosevelt ve Churchill savaşın en önemli zirve toplantısı için Mısır'a gelir. Olaylar Harry, Jack ve Rachel'in Mısır'da tekrar bir araya gelmelerini sağlar, ancak bu kez farklı taraflardadırlar. Ortak konuları sadece savaşın değil, bütün XX. yüzyılın kaderini değiştirebilecek bir cinayettir. Meade'in alışılmadık ve ilginç öyküsü gerçek bir hikayeye dayanıyor. Meade, "Nazilerin, 1943 yılında çok önemli bir toplantı için Ortadoğu'ya gelen Roosevelt ve Churcill'i öldürmek istemeleri tarihi bir gerçektir." diyor. Kitap çok iyi anlatılmış ilginç bir öyküye dayanıyor. Gerçek ve yarı gerçek noktalar birbirlerine iyi bağlanmış, esas karakterler kusursuzca seçilmiş.
Yıl 1939'dur. Prusya'lı bir anne ile Amerikalı bir babanın oğlu olan Jack, ailesinin yanında bahçıvan olarak çalışan adamın oğlu Harry'yle birlikte Mısır'a, Sakkara kazılarında çalışmaya gider. Orada güzel Alman Yahudisi Rachel Stern'le karşılaşan iki genç ona aşık olurlar. İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla Jack Avrupa'ya döner. Mısır'da kalan Rachel naziler tarafından yakalanır ve ortadan kaybolur. Dört yıl sonra, Roosevelt ve Churchill savaşın en önemli zirve toplantısı için Mısır'a gelir. Olaylar Harry, Jack ve Rachel'in Mısır'da tekrar bir araya gelmelerini sağlar, ancak bu kez farklı taraflardadırlar. Ortak konuları sadece savaşın değil, bütün XX. yüzyılın kaderini değiştirebilecek bir cinayettir. Meade'in alışılmadık ve ilginç öyküsü gerçek bir hikayeye dayanıyor. Meade, "Nazilerin, 1943 yılında çok önemli bir toplantı için Ortadoğu'ya gelen Roosevelt ve Churcill'i öldürmek istemeleri tarihi bir gerçektir." diyor. Kitap çok iyi anlatılmış ilginç bir öyküye dayanıyor. Gerçek ve yarı gerçek noktalar birbirlerine iyi bağlanmış, esas karakterler kusursuzca seçilmiş.
Çok beğendim, tavsiye ediyorum. Bay Kavak bunu gelip hemen al diyorum. Başkada bir şey demiyorum. Şimdi Kar Kurduna başladım bile....
Kitap Bitiş Tarihi : 8 EKİM 2014 İstanbul 2014/22
İşte asıl gerçeğim..
Yaşlandıkça geçmişimin sahillerinden yavaş yavaş uzaklaşıyorum, sonunda uzak ve güçlükle seçilen bir hatıra olacaklar.
Sakkara'nın
Kumları Kitabın'dan
8 Ekim 2014 Çarşamba
Sevr Antlaşmasındaki Harita Ne anlatıyor?
Uygulamaya girmediği söylenen Antlaşma!
Aşağıdaki Bağlantıdan Tam Metnine ulaşabilirsiniz.
http://www.omurokur.com/wp-content/uploads/sevr.pdf
7 Ekim 2014 Salı
Tarih Milletin Hafızasıdır.
Kıymetli Ağabeyim Hasan Konuk'un İmtiyaz Sahibi, Prof.Dr. Mehmet Çelik'in Genel Yayın Yönetmeni ve Editörlüğünü Turgay Güler'in Yaptığı Tarih ve Kültür dergisi "TARİH BİLİNCİ"
İlginç dosyaları ve makaleleri ile faydalanma imkanımız olan bir dergi. Desteklerimizi bekliyor,
Mesela abone olabilirsiniz
http://tarihbilincidergisi.com/
Bu ayeti Hatırlıyor musunuz?
Haccı bitirdiğinizde, atalarınızı andığınız
gibi, hatta daha güçlü bir iştiyakla Allah'ı anmaya
devam edin! Çünkü öyle insanlar var ki, (sadece), "Ey Rabbimiz! Bize bu
dünyada ver." derler. Böyleleri, ahiretin nimetlerinden nasip
alamayacaklardır. Ama içlerinde öyleleri de var ki: "Ey Rabbimiz! Bize bu
dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi ateşin azabından koru!" derler. (Bakara / 200–201)
4 Ekim 2014 Cumartesi
Elektrik ve doğalgaza yüzde 9 zam
Taner Yıldız yaptığı açıklamada; ''Önümüzdeki aydan itibaren doğalgaz ve elektriğe %9 zam yapılacak. Halen AB ülkeleri içinde en ucuz fiyatlı doğalgazı veriyoruz. HES'lerde üretemediğimiz elektriğin farkı 3 milyar TL'nin üzerine çıktı" demiş.
Bir kişi şöyle yazıp sormuş
"Etin kilosu 40 tl, benzin litersi 5 tl, domatesin kilosu 3 tl, simitin tanesi 1.20 tl,millet bu kazıkları yiyipte birileri hala kendine saraylar yaptırıyorsa kalkıp Hz. Ömer'in adaletinden bahsetmeyin, noolur onu bari sömürmeyin. Hz. Ömer bu ülke gibi kaçına hükmediyordu sırtındaki mintan yamalıydı."
http://www.ensonhaber.com/elektrik-ve-dogalgaza-zam-2014-09-30.html
Kandırılıyoruz.....
Bir kişi şöyle yazıp sormuş
"Etin kilosu 40 tl, benzin litersi 5 tl, domatesin kilosu 3 tl, simitin tanesi 1.20 tl,millet bu kazıkları yiyipte birileri hala kendine saraylar yaptırıyorsa kalkıp Hz. Ömer'in adaletinden bahsetmeyin, noolur onu bari sömürmeyin. Hz. Ömer bu ülke gibi kaçına hükmediyordu sırtındaki mintan yamalıydı."
http://www.ensonhaber.com/elektrik-ve-dogalgaza-zam-2014-09-30.html
Kandırılıyoruz.....
1 Ekim'den itibaren ilaçlara zam gelecek..
TÜM Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan, SGK'nun 1 Ekim 2014 tarihinden itibaren Sağlık Uygulama Tebliği'ndeki (SUT) eşdeğer ilaç uygulaması için yeni bir fiyat hesaplaması getirdiğini belirtti. Saydan, Mide, antibiyotik, kalp, tansiyon, hepatit b, astım gibi tedavi gruplarındaki ilaçlar için hastalar bundan sonra daha fazla ilaç fiyat farkı ödenecek.
Haberin devamı için
http://m.bigpara.com/haberler/1-ekimden-itibaren-ilaclara-zam-gelecek/954746
Haberin devamı için
http://m.bigpara.com/haberler/1-ekimden-itibaren-ilaclara-zam-gelecek/954746
3 Ekim 2014 Cuma
2 Ekim 2014 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)