27 Nisan 2014 Pazar

Çocuk kalbi...

Zekeriya, babasına kitap okumaya devam ediyor, fakat yayınlamaya fırsatımız olmuyor her hafta bir kitap....

Lütfen evlatlarınıza kitap okutun ve onu dinleyin...

BABA UNUTUR..

Dinle oğlum, bunları sana sen uyurken söylüyorum.Küçücük elini yanağının altına sokmuşsun,nemli alnındaki sarı lülelerin yapış yapış ıslak.Odana bir hırsız gibi süzülerek girdim. Birkaç dakika önce kütüphanede oturmuş gazetemi okurken vicdan azabım nefes kesen bir dalga gibi üstüme geldi. Bir suçlu gibi yatağının başucuna geldim.
Neler mi düşündüm oğlum? Sabah sana kızmıştım.Okula gitmek üzere giyinirken seni azarladım, çünkü yüzünü ıslak havluyla öylesine silivermiştin. Ayakkabılarının kirli olduğunu görünce sana onları temizlettim. Bazı eşyalarını yere attığında sana öfkeyle bağırdım.
Kahvaltı ederken bir sürü kusurunu buldum.Yiyecekleri etrafına saçıyordun, lokmaları çiğnemeden yutuyordun,ekmeğine fazla tereyağ sürmüştün.Sen oynamaya gidiyordun bense trenime yetişmek zorundaydım.Bana baktın,elini salladın ve “Güle güle babacığım,” dedin.Ben ise kaşlarımı çattım ve “Dik dur!”dedim sana.
Akşamüzeri de durum farksızdı. Eve gelirken seni yere çömelmiş arkadaşların ile oynarken buldum. Çorapların yırtılmıştı,arkadaşlarının önünde seni küçük düşürdüm ve kolundan tutup eve götürdüm.Bu çoraplar çok pahalıydı ve giymek istiyorsan dikkatli olmalıydın.Düşün oğlum bunları sana baban söylüyordu!
Hatırlıyor musun? Sonra çalışma odama girdin.Gözlerinde incinmiş bir ifade vardı.Kağıtlarımın üzerinden sana baktığımda biran için çıkmaya yeltendin. “Ne istiyorsun?”diye bağırdım sana.Hiç birşey söylemeden koşup boynuma sarıldın ve beni öptün.Hemde büyük bir sevgiyle; ilgisizliğin bile azaltamayacağı bir sevgiyle.Sonra koşarak dışarıya çıktın.
Kağıdım elimden düştü.Bana neler oluyordu? Sürekli senin hatalarını buluyordum.Seni böyle ödüllendiriyordum.Seni sevmediğim için değil bu, senden çok şey beklediğim için.
Seni kendi çağımın değer yargılarına göre değerlendiriyordum çünkü.
Oysaki senin pek çok güzel özelliğin var.Kalbin öylesine yüce ki! Bu gece gelip beni öpüşün de bunu kanıtlıyor.Bu gece başka hiçbir şeyin önemi yok oğlum.Karanlıkta yatağının yanında diz çöktüm ve çok utanıyorum.Bunları sana sen uyanıkken anlatsam da anlamazsın biliyorum.Ama yarın gerçek bir baba olacağım.Seninle oyun oynayacağım.Sen acı çektiğinde acı çekecek, sen güldüğünde güleceğim.Dilimin ucuna kötü şeyler geldiğinde dilimi ısıracağım.Kendi kendime sürekli “O bir çocuk!” diyeceğim.
Ben seni büyük bir adam olarak gördüm.Oysaki sen daha küçük bir çocuksun.Daha dün annenin kolları arasındaydın,başını onun omzuna dayamıştın.Ah, senden çok şey bekledim oğlum…
W.Livingston Larned
 Reader’s Digest

Ve Lilyum çiçeklerimiz açtı...




ve bu sabah açtı



26 Nisan 2014 Cumartesi

İki Alfabe arasındaki benzerlik...

Kadim iki Dil ama Süryanice çok daha eski bir dil ve Arapça da bu dilden etkilenmiş gözüküyor. Harflere ve ses benzerliklerinden çok etkilendim.
Bu benim için yeni bir şey, bilmek isteyenler için harfler aşağıda..

Süryani Alfabesi

Arap Alfabesi

25 Nisan 2014 Cuma

HAYATIMIZDA ÜÇ “Ş” ÇOK ÖNEMLİYMİŞ..


Yaş merdivenini 120 basamaklı yaptıran
Ve dahi 84. basamakta hayata devam eden
Şevki Ağabeyimle zaman zaman sohbet ederiz.
ngörmüş bir insandır. Yıllar önce, adına vurularak
pazardan mercan balığı almıştık. Ne yazık ki,
eve getirdiğimizde ikimiz de yiyememiştik mercanları.
Selamdan sonra, başlarız kelama ve sözün bittiği yerde
konu o bayat mercanlara gelir ve ardından devam ederiz.
“Nasılsınız” faslından sonra bu haftaki sohbet şöyle devam etti:
“Hocam” dedi, çok iyiyim elhamdülillah.

Hayatta bizler için Üç “Ş”, çok mu çok önemlidir. 
Bunların üçü de bende var, Rabbime şükürler olsun.”
Nedir bu üç “Ş” Ağabeyim diye sorduğumda 
O, açılımını şöyle yaptı:
aŞ, iŞ, eŞ.
Görüyorsun, işim var. Aşım ve Eşim de var…
Rabbimiz, cümle kullarını bu üç “Ş”den yoksun bırakmasın!”
Merdivenin 84. Basamağındaki Şevki Ağabeyim böyle dedi. 
Ne dersiniz?
Bu “Ş” lere, başka “Ş” ler ilave edilebilir mi?
(Kimin yazdığını bulamadım)

Kardeş Temele soru sorarsan....


Günün espirisi...

Ders :Zorunlu Din Dersi

Konu:Dinde Zorlama Yoktur...


22 Nisan 2014 Salı

Vicdanımız kaldı mı?


Düşünebilene çok şey anlatır...


Bir link atsana....


Düşün bir bak...


Haydi şimdi sor bu soruyu, Korkma alacağın cevap içini acıtmayacak...


Sabır üzerine...


Bir sevgi fotoğrafı....


Günün Fotoğrafı...


Ey İnsanlar....


'Kaç paralık adam?'

'Kaç paralık adam?' sorusunun sorulduğu bir kültür 'modern' kültürdür. Modern kültürde insanlara 'paran kadar konuş' denilir. Bu yüzden insanlar yoksulluğu bir belâ, insanlık haysiyetinin kaybedilmesi olarak anlarlar. Modern yaşama biçimi içinde yoksulluk, maddî tatmin vasıtalarından mahrumiyet özelliğiyle değil, utanılacak, onur kırıcı duruma düşülecek bir statü olmasıyla belirginleşir. İnsanların değeri toplum piramidindeki yerleriyle ölçülmeye başlanır.''
İsmet Özel-Zor Zamanda Konuşmak

Taksim de uğrak bir yerim var. Sahibi dedi ki. ..


Bu dünya da keyif senin keyfin birader. İster İman et Rabbin senden ne ister ise onu yap, İster isen Nefsin ne ister ise onu yap. Yakında öleceğiz iman eden de, etmeyen de hesap verecek. Unutma ki Allah vaadinden  asla dönmez...



19 Nisan 2014 Cumartesi

Gabriel Garcia Marquez'den Kırmızı Pazartesi...

Nobel ödüllü 
Kitabın Arka Kapağı
Kolombiyalı büyük yazar Gabriel Garcia Marquez'in 1981'de yayımladığı yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya'da hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yılar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar'ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli. Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin portresini de çiziyor. Böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruhçözümü niteliği de kazanmış oluyor.

Kitap Bitiş Tarihi : 18 NİSAN 2014 
İSTANBUL 2014/9
Kolombiyalı Nobel ödüllü edebiyatçı anısına
119 sayfalık çıtır bir kitap bir solukta okuruz, okuduk....





16 Nisan 2014 Çarşamba

Agos gazetesi yazarından bir yazı okumuyorsunuz biliyorum onun için dinleye bilirsiniz.

Aşağıda ki bağlantıdan dinleye bilirsiniz

http://www.seslimakale.com/deniz-isiker-bedir-bir-gun-bir-yahudi-bir-zenci-ve-bir-turbanli-video_9fe3b2032.html


15 Nisan 2014 Salı

Başbakan tersini söylüyor ama durum farklı...


Bildiri....

İbrahim Suresinden Önemli bir BİLDİRİ (SABREDER SON AYETE KADAR OKURSANIZ BELKİ DÜŞÜNMEK İÇİN VAKTİNİZ OLUR)
42. Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.
43. O gün başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur.
44. (Ey Muhammed!) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zira o gün zalimler, “Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım ve peygamberlerin izinden gidelim” diyecekler. Onlara şöyle denilecek: “Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?”
45. “Kendilerine zulmedenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara ne yaptığımız ise size belli olmuştu. Size misaller de vermiştik.”
46. Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır (Allah, onu bilir).
47. Sakın Allah’ın, peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.
48. O gün yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hâkim) olan Allah’ın huzuruna çıkarlar.
49. O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün.
50. Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir.
51. Allah, herkese kazandığının karşılığını vermek için böyle yapar. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.
52. Bu Kur’an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir BİLDİRİDİR....

9 Nisan 2014 Çarşamba

S(G)EÇİM (İkiside gerekli ama birinin hali kolay kolay değişmiyor.)

İkiside gerekli ama birinin hali kolay kolay değişmiyor.
Karikatürist: İhsan Kocagöz - See more at: http://karikaturmerkezi.com/sgecim.html#sthash.BuEA27Ej.dpuf

Boynu Altında Kalarak.....


Bir kamu spotu, ama güzel...


YA BİR DURUN KARDEŞİM...


Bir Bunak Afkurmuş...

69 Yaşında Bir bunak afkurmuş. 

Ne yapacağımızı ona

sormuşuz gibi. 

Bunak, Atalarımız ne demiş;

"İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR." BİZ KERVANIZ.



Ya bu milletin işi gücü yok...


Elmadan kopan parça dan ne olabilir ki?


6 Nisan 2014 Pazar

Bu Fransızlar Grange'ın Kitaplarına Hakikaten Fransızlar.... KIZIL NEHİR...


Bizim City de Seçim...


Akdeniz...

Akdeniz Aşığı bir gezginin, 1900 yılların başlarında Akdeniz in çevresinde geçen maceraları ve birazda kendi içindeki arayışlarını anlatan akıcı ve okuması kolay bir kitap. Kitabın sonunda Aloma'nın  Kahramanımız olan Adriyen'e nasihatı bir hayli ilginç....

Kitap Bitiş Tarihi : 31 MART 2014 Esenköy 2014/8

1 Nisan 2014 Salı

Şeytan Yemini.

Birbirinin benzeri cinayetler işlenmektedir. Bu cinayetlerin ortak noktaları, katillerinin öldükten sonra hayata döndürülmüş ve uzun süre komada kalmış insanlar olmasıdır. Öldürülen kişiler de, onların komaya girmesine sebep olan kişilerdir. Bir tür intikam cinayetleridir bunlar.
Ancak bu kişiler gerçekten katil midir?
Yoksa sadece verilen emirleri uygulayan birer piyon mudurlar?
Avrupa’nın birbirinden uzak kentlerinde işlenen bu cinayetler nasıl bu denli benzerlik içermektedir?
Yoksa katil tek bir kişi midir?

Kendini şeytanın yerine koyan, kendini şeytan sanan biri. Belki de şeytan gerçekten yeryüzüne inmiştir.

Kitap Bitiş Tarihi : 31 MART 2014 İstanbul 2014/7

Kütüphane Haftası'na girdik biliyormuydunuz?


Kütüphane Haftası Hakkında

Kütüphaneler ve kitaplar için 50. kez buluşuyoruz!  Bu yıl  31 Mart – 6 Nisan 2014 tarihleri arasında kutlanacak olan Kütüphane Haftası, yarım asırlık bir geleneğin yansıması olarak özel bir anlam taşıyor. Bu yönü ile ülkemizde kesintisiz olarak kutlanan en uzun soluklu etkinliklerden biri olma özelliği ile dikkat çekiyor bu hafta.  
“Hayat Boyu Kütüphaneler” olarak belirlenen hafta sloganı ise,  aslında tüm İstanbul halkı için kentin kütüphanelerini keşfetmeleri için içten bir çağrı anlamı taşıyor. Kutlama programı kapsamında; İstanbul’daki kütüphaneci ve bilgi profesyonellerinin yanı sıra, çocuk ve gençlerden yaşlılara yönelik birçok etkinlik ve buluşma gerçekleştirilecek.
Kütüphane Haftası Kutlama Programı aracılığı ile kent halkının kentin kültürel mirası, kütüphane ve bilgi kurumlarına yönelik farkındalıklarının geliştirilmesi, okuma ve kütüphane kullanma alışkanlıklarının pekiştirilmesi amaçlanıyor. Konferanslar, atölyeler, yazar söyleşileri…daha fazlası İstanbul’un keşfedilmeyi bekleyen kütüphane ve bilgi kurumlarında katılımcılarını bekliyor… 1 Nisan 2014 Salı gerçekleştirilecek resmi açılış töreninde, Yılın Kütüphane Dostu ödülü sahibini bulacak.
Hafta boyunca İstanbul’daki birçok halk kütüphanesinin geceleri kapılarını okurlarına açacak olması, geleneksel hale gelen ve çok sevilen bir uygulama olarak dikkat çekiyor. Bu kapsamda belirlenen kütüphaneler, hafta boyunca gece saat 22.00’ye kadar açık olacak.
Hafta programındaki etkinliklerle ilgili bilgilere program sayfasından ulaşabilirsiniz.
Tüm İstanbul halkı etkinliklere davetlidir. 

                                 http://kutuphanehaftasi.istanbulkutuphaneci.org/program

Ben okudum, ineklerim otladı.....


Elli yaşındaki Bedriye Engin kendisini bildi bileli kitap okuyor. Köyde hayvan otlatıp, arıcılık yaparken bir yandan da kitap okuyan Engin, hiç ayaklarını uzatıp kitap okumadığını söylüyor. Engin'in kıskandığı yegane kişiler ise kütüphanelerde görev yapan memurlar.

Yazının devamı için
http://yenisafak.com.tr/pazar-haber/ben-okudum-ineklerim-otladi-03.03.2013-495315