'Tarihsel şüphe" romanı...
60 yıl önce intihar eden ünlü romancı Virginia Woolf'un ölümündeki sır tam ortaya çıkaracakken not defteri kaybolur...
Jo Bellamy, dehşet verici bir bulgu keşfeder: Woolf'un günlüğündeki kayıtta kendini öldürdüğü ileri sürülen günden sonraki tarih ve bir sır perdesi.
Jo, Sissinghurst Şatosu'nun detayları ile ünlü 'Beyaz Bahçe'sinde adeta bir labirentin içindedir...
Gerçeğin perdesini aralama macerası, onu tehlikeli bir yolculuğa sürüklemeye başlamıştı...
Beyaz Bahçe, geçmişin günümüzün yakasını bırakmadığı pek çok yolu ve dikkatle gözetilen bir bahçenin derinliklerindeki karanlık sırları keşfeden büyüleyici bir tarihsel şüphe romanı.
"Stephanie Barron, Virginia Woolf'un yok oluşu ve cesedinin Ouse Nehri yüzeyine çıkana kadar geçen haftalarda neler olmuş olabileceğine dair nefis bir keşif tertiplemiş. Yarı gizem, yarı kurtarılma arayışıyla, Beyaz Bahçe okuyucuları kapağını açtıkları andan itibaren mest edecek."
Tasha Alexander, Elizabeth'in yazarı
"Beyaz Bahçe, umur manzarası içinde geçmişin ve günümüzün, büyüme ve bozulmanın, aşk ve umutsuzluğun filizlerini dokuyarak merak uyandırıcı bir hikâye geliştiriyor. Bu, bir bahçedeki sır: savaştaki bir bahçe; modernliğin kuşattığı bir bahçe; ölülerin hortladığı hayalet gibi bir bahçe."
Laurie R. King, New York Times çok satanı The Language of Bees'in yazarı
(400 Sayfa)
Ben, kafam dolu olduğunda okuduklarımın arasına hep Roman almayı adet edindim. Şimdilerde Allah Rahmet eylesin Aliya'nın Doğu ve Batı arasında İslam kitabını okuyorum ve son derece ağır gidiyor. Bir tarafta Ahmet Davutoğlunun Startejik Derinliği var bu iyi gitti iyi bir macera sona doğru daha da gizimli hale geliyor....
22 Ağustos 2011 Pazartesi
16 Ağustos 2011 Salı
İnsan ne ile yaşar
İnsan Ne İle Yaşar
Antik yayınlar
Kitaptan:
Benim düşüncem;
Kitap, insanın ders alması gereken ve hayatın önemli noktalarına odaklanan kısa kısa hikayeler içermekte. Ben beğendim tavsiye ederim.
10 Ağustos 2011 Çarşamba
Şunları bir araya toplayayım.
"Şunları bir araya toplayayım.
Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.
Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.
Geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.
Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
"Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine ...
CAN YÜCEL
Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.
Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.
Geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.
Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
"Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine ...
CAN YÜCEL
9 Ağustos 2011 Salı
Tut beni, ey Oruç....
Tut beni, ey Oruç.
Edepsizliklerimi tut, edepli olana dek bırakma.
Katılaşan kalbimi tut, yumuşat.
Bulanan zihnimi tut, berraklaştır.
Cimrileşen beni tut, cömert olmadan bırakma.
Tut beni ey ORUÇ,
MUHAFAZA EDİLMEYE İHTİYACIM VAR ALLAHIM......
8 Ağustos 2011 Pazartesi
Beğendiğim sözler
İnsanı saptıran en büyük unsur, Toplumsal saptırmadır. Bunun için iyi ve sadıklarla beraber olun.
İnsan sadece ne aradığını değil, ona nasıl ulaşacağınıda bilmeli ve tevekkülü hak etmeli..
(Mustafa İSLAMOĞLU)
İnsan sadece ne aradığını değil, ona nasıl ulaşacağınıda bilmeli ve tevekkülü hak etmeli..
(Mustafa İSLAMOĞLU)
Beğendiğim sözler
Kaybetmeyi, ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, Diğerinin acısı bir ömür boyu sürer.(Tapınak yazısı)
3 Ağustos 2011 Çarşamba
Selam üzerine....
Özünde merhametli, sözü ile merhametli Allah adıyla,
Selamın, bu toprakların üzerindeki anlayışı ile Rahman olan Allahü Tealanın anlatımları ve Muhammed AS. aktardıkları ile ölçü olabilir mi? Diye hatırlatmak istedim. Şüphesiz her işin en doğrusunu Rabbimiz bilir.
Kasas Sûresinin 55 . Ayetinde Boş sözü işittikleri vakit ondan yüz çevirirler ve “Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. Selam olsun size (bizden size zarar gelmez). Biz cahilleri istemeyiz” derler.
Nisâ Sûresinin 86 . Ayetinde Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin. Şüphesiz Allah her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.
A’râf Sûresinin 46 . Ayetinde İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur A’râf üzerinde de bir takım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, “Selam olsun size!” diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar.
İbrahim Sûresinin 23 . Ayetinde İnanan ve salih ameller işleyenler, Rablerinin izniyle, ebedi kalacakları ve içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. Oradaki esenlik dilekleri “selam” dır.
Nûr Sûresinin 27 . Ayetinde Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.
Nûr 61 Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selam verin. İşte Allah, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar.
Furkân Sûresinin 75 . Ayetinde İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükafatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selamla karşılanacaklardır.
Vâkı’a Sûresinin 26 . Ayetinde
|
Sadece “selam!”, “selam!” sözünü işitirler.
|
Zümer Sûresinin 73 . Ayetinde Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: “Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedi kalmak üzere buraya girin.”
Zuhruf Sûresinin 89 . Ayetinde Şimdilik sen onları hoş gör ve “size selam olsun” de. Yakında bilecekler.
Ebû Hüreyre (r.a.) den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”
“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”
(Yâ eyyühen-nâs! Efşüs-selâm, ve at'imut-taàm, ve sılül-erhàm, ve sallû bil-leyli ven-nâsü niyâm; tedhulül-cennete biselâm.)
(Yâ eyyühen-nâs) buyuruyor. Yâni karşısında bulunan tanıdığı, tanımadığı, insanlara hitab ediyor. "Ey insanlar, ey ahali, ey halk!" diye umûma hitab ediyor. Umumî bir hitab, kalabalığa yapılmış bir hitab.
(Efşüs-selâm) "Selâmı ifşâ ediniz! Yâni selâm vermeyi yayınız; açıkça, önünüze gelene "Esselâmü aleyküm" diyerek selâm veriniz ve bu selâm verme adetini de yaygınlaştırınız, yayınız!"
(Ve at'imut-taàm) "Ve yemek yediriniz! (Ve sılül-erhàm) Ve akrabalarınızı kollayınız, akrabalık bağlarına riayet ediniz, onlara yardımcı olunuz, sıla-i rahim yapınız!"
(Ve sallû bil-leyli ven-nâsü niyâm) "İnsanlar uykuya daldıkları, uyudukları zaman, geceleyin herkes uykudayken, siz namaz kılınız!"
(Tedhulül-cennete biselâm.) Burada tedhulüne'nin nunu düşmüş. Çünkü emrin cevabı oluyor. Bunları bunları yapın diye emir verildikten sonra, böyle yaparsanız; (tedhulül-cennete bis-selâm.) "Cennete selâmetle, sağlıkla, esenlikle girersiniz." buyruluyor.
Allahın Rahmeti, bereketi ve hidayeti, Selamı ile beraber üzerimize olsun
Serdar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)